MAHKEMESİ : Bursa 7. Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ : 03/12/2013NUMARASI : 2012/254-2013/658Davacılar Y.. K.. vd vekili Avukat Erol tarafından, davalılar A.. Ş.. vdl aleyhine 23/07/2012 gününde verilen dilekçe ile basın yolu ile kişilik haklarına saldırı nedeniyle manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 03/12/2013 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalılar vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.Dava, basın yoluyla kişilik haklarına saldırıdan dolayı uğranılan manevi zararın ödetilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalılar tarafından temyiz edilmiştir.Davacılar, "Y.. K..'na haciz şoku" başlıklı haberin gerçeğe aykırı olduğunu, anılan haberin davacıların ticari itibarını zedelediğini belirterek, kişilik haklarına saldırı nedeniyle manevi tazminat talebinde bulunmuşlardır.Davalılar, yayınlanan haberin toplumu bilgilendirmeye yönelik olduğunu ileri sürerek davanın reddini savunmuşlardır.Mahkemece iki kez bilirkişi incelemesi yaptırılarak; haberin davacı Y.. K..'nun şahsi borcuymuş gibi verilmesi ve fotoğrafının basılmasındaki oluş şekli, davacı ve davalı şirketin aynı sektörde rakip şirketler olması nazara alındığında, haberin bilgilendirme maksadını aştığı, davacı Y.. K..'nun kişilik haklarına saldırı niteliğinde olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.Dosya kapsamında dava konusu "Y.. K..'na haciz şoku" başlıklı yazının davalı şirkete ait yerel bir gazete olan "Ş." gazetesinin 16-22 Temmuz 2012 tarihli nüshasında yayımlandığı anlaşılmaktadır.Basının haber verme hakkı, gerçeklik, güncellik, kamu yararı, toplumsal ilgi, konu ile anlatım arasında düşünsel bağlılık temel kuralları ile sınırlıdır. Gerçeklik ise, somut gerçeklik değil, olayın haberin verildiği andaki beliriş biçimine uygunluk olarak anlaşılması gereken gerçekliktir. Basın, maddi gerçeği araştırma ve ortaya çıkarma göreviyle sorumlu değildir. Önemli olan ortaya çıkan bir olayın iddiaya uygun biçimde yayımlanmasıdır. Somut olaya gelince; dava konusu yazıda davacı ajansın yüklü fatura borçları nedeniyle şirket merkezinde yapılan hacizlerin kamuoyunda şaşkınlığa sebep olduğunun vurgulandığı, incelenen icra dosyalarında davacı şirkete ve hissedarı olan diğer davacı Y.. K.. aleyhine icra takipleri yapıldığı ve çeşitli hacizler uygulandığı gözönüne alındığında, haberin resmi kayıtlara dayalı görünür gerçekliğe uygun olduğu ve hukuka uygun bir yayın niteliğinde olduğunun kabulü gerekir. Ayrıca HUMK'nun 275. maddesi uyarınca “mahkeme, çözümü özel veya teknik bilgiyi gerektiren hallerde bilirkişinin oy ve görüşünün alınmasına karar verir. Hakimlik mesleğinin gerektirdiği genel ve hukuki bilgi ile çözümlenmesi mümkün olan konularda bilirkişi dinlenemez”. Somut olay, hakimlik mesleğinin gerektirdiği genel ve hukuki bilgi ile çözümlenebilir nitelikte olduğundan, bilirkişi düşüncesine başvurulması maddeye açık aykırılık oluşturmuştur. Mahkemece, davanın görünür gerçeğe uygun olduğu ve eleştiri niteliğinde kabul edilerek tazminat talebinin reddi gerekirken, yerinde olmayan yazılı gerekçeyle davalıların bir kısım tazminatla sorumlu tutulmuş olması, usul ve yasaya uygun bulunmadığından kararın bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda gösterilen nedenlerle BOZULMASINA, bozma nedenine göre davalıların diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 29/01/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.