MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı ... tarafından, davalılar ... ve diğerleri aleyhine 25/02/2015 gününde verilen dilekçe ile eşyaların iadesi istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın pasif husumet ehliyeti yokluğundan reddine dair verilen 26/01/2016 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dava haksız fiilden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir. Mahkemece davanın pasif husumet ehliyeti yokluğundan reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafca temyiz edilmiştir. Davacı, eşi ölmeden önce eşi ile birlikte kayınbabası ve kayınvalidesi ile aynı evde yaşadıklarını, eşi öldüğünde kendisinin annesinin yanında olduğunu, eşinin ölümünden sonra davalıların kendisini eve almadıklarını, eşi ile almış oldukları altınlar ile özel eşyaların davalılarca verilmediğini, altınların aralarında paylaşıldığını iddia ederek altınların tarafına iadesini talep etmiştir. Davalılar, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, dava, edinilmiş malların iadesi davası olarak kabul edilmiş, davacının evlilik birliği içerisinde edindikleri malları mütevefanın mirasçılarından talep edebileceği gerekçesiyle davanın pasif husmet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiştir. Olayları ileri sürmek, taraflara hukuki nitelendirme yapmak ve uygulanacak kanun maddelerini belirlemek hakime aittir. Başka bir ifade ile mahkeme, olayların davacı tarafından yapılan hukuki tavsifi ile bağlı olmayıp, olay ve olguların hukuki tavsifini kendisi tayin eder (HMK. m. 33). İddianın ileri sürülüş şekline göre dava, haksız eylemden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir. Dava dilekçesinde; altınların iadesi talep edilmiş; mahkemece davanın pasif husumet ehliyeti yokluğundan reddine karar verilmiştir. Dava dilekçesi içeriğinden ve dosya kapsamından davacının eşinin ölümünden sonra, kendisine ait altınların davalılar tarafından paylaşılarak kendisine verilmediği şeklindeki iddiasının haksız eylemden kaynaklanan alacağa ilişkin olduğu anlaşılmaktadır. Şu halde yerel mahkemece hukuki vasıflandırmada hataya düşülerek yazılı biçimde karar verilmesi doğru değildir. Bu nedenle kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda gösterilen nedenlerle BOZULMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 05/12/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.