Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 11798 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 16880 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ : Beşikdüzü (Kapatılan) Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ : 20/01/2012NUMARASI : 2004/31-2012/3Davacı B.. M.. temsilcisi M.B.. tarafından, davalılar A.. G.. vdl. aleyhine 13/02/2004 gününde verilen dilekçe ile tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın reddine dair verilen 20/01/2012 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dava, usulsüz kredi kullandırılmasından dolayı uğranılan zararın ödetilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece istemin reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.Davacı Z..., banka görevlisi olan davalıların, mevzuat ve genelgelere aykırı hareket ederek usulsüz kredi kullandırmalarından dolayı, bankanın zarara uğramasına neden olduklarını iddia ederek, tahsil edilemeyen kredilerin davalılardan tahsilini istemiştir.Davalı A.. Y.. cevap dilekçesi sunmamış ve duruşmalara katılmamış; diğer davalılar davanın reddini savunmuşlardır.Mahkemece, davalıların sorumluluklarına ilişkin birden fazla bilirkişi raporu aldırılmış olup 15/05/2005 ve 10/10/2005 tarihli bilirkişi kök ve ek raporlarına itibar edilerek, davalıların kullandırmış oldukları krediler nedeni ile takiplerin devam ettiği, takip alacaklarının bir kısmının icra dosyalarında tahsil edildiği, borçlulardan yapılan tahsilatların da devam ettiği, davacı bankanın kesinleşmiş bir zararının bulunmadığı, banka zararının doğduğu kesin olarak anlaşılamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.Karar tarihi itibari ile yürürlükte bulunan 818 sayılı Borçlar Yasası'nın 50. ve 51. maddeleri uyarınca, haksız eylemin ve bunun sonucunda doğan zararın birden fazla kişi tarafından meydana getirilmesi durumunda zarar gören, dilediği takdirde eyleme katılanların birisinden veya birkaçından veyahut tamamından zincirleme olarak sorumlu tutulmalarını isteme hakkına sahiptir. Bu nedenle davacı banka, asıl kredi borçluları ile birlikte kredilerin verilmesinde kusurlu olduğunu iddia ettiği personelinden tahsilde tekerrür olmamak üzere alacağını isteme hakkına sahip olup, mahkemenin yanılgılı gerekçe ile davayı reddetmesi doğru olmamıştır.Şu durumda yetersiz bilirkişi raporlarına itibar edilerek yazılı gerekçe ile davanın reddedilmiş olması doğru görülmediğinden icra takipleri nedeni ile tahsil edilen paraların davacı alacağından düşülmesi sureti ile sonuca göre karar verilmek üzere kararın bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Temyiz edilen kararın yukarıda gösterilen nedenle BOZULMASINA 16/09/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.