MAHKEMESİ : Adana 7. Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ : 02/06/2014NUMARASI : 2012/343-2014/332Davacı Ö.. Ş.. vekili Avukat Mehmet tarafından, davalı S.. B.. aleyhine 23/03/2012 gününde verilen dilekçe ile muarazanın men'i ve cezalı işlemin iptali istenmesi üzerine yapılan yargılama sonunda; Mahkemece davanın kabulüne dair verilen 02/06/2014 günlü kararın Yargıtay’da duruşmalı olarak incelenmesi davacı vekili, duruşmasız olarak incelenmesi de davalı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle, daha önceden belirlenen 20/10/2015 duruşma günü için yapılan tebligat üzerine davacı vekili Avukat Asım Kılıç geldi, karşı taraftan davalı adına gelen olmadı. Açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve hazır bulunanın sözlü açıklaması dinlendikten sonra tarafa duruşmanın bittiği bildirildi. Dosyanın görüşülmesine geçildi. Tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü.Dava, cezalı işlemin iptali ve muarazanın meni istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, taraf vekillerince temyiz edilmiştir.Davacı vekili; davalı Adana Sosyal Güvenlik Kurumunun 03/02/2012 tarihli yazısı ile 46 hastaya ait 57 işlemin yapılmadığı halde fatura edildiği, yine 153 hastaya ait 193 işlemin konkresyon küretajı işlemi olduğu halde konjonktivadan kist tümör çıkarılması işlemi olarak faturalandırıldığı gerekçesi ile toplam 264.346,00 TL cezai şart ile yersiz ödenen 34.900,60 TL'nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müvekkilinden tahsili istendiğinden, cezai şart tahsili işleminin iptaline karar verilmesini istemiştir.Davalı vekili, SGK uygulamasının protokol hükümlerine göre yerinde olduğunu, haksız davanın reddini savunmuştur. Mahkemece; dinlenen tanık beyanları uyarınca davanın kabulüne karar verilmiştir.Davada, davacı tarafından verilen sağlık hizmetleri sonucu düzenlenen faturalarda davalının yapmış olduğu cezai şart ile ilgili işlemin doğru olup olmadığının çözümü gerekmektedir. Bu açıklamalar ışığında mahkemece hastaların tanık sıfatıyla dinlenerek çelişkinin giderilmesi gerektiği gibi, mahkemece hastaların rahatsızlıkları ve yapılan işlemler nazara alınarak, konunun uzman olan bilirkişilerinden oluşacak heyetten, denetime uygun rapor temini ile sonuca uygun karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ: Temyiz edilen kararın yukarıda gösterilen nedenlerle davalı yararına BOZULMASINA, bozma nedenine göre davacının temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına 20/10/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.