MAHKEMESİ : Gebze 4. Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ : 27/06/2014NUMARASI : 2013/464-2014/359Davacı M.. B.. vekili Avukat Tunç tarafından, davalı M. İlaç San. Ltd. Şti. aleyhine 10/10/2013 gününde verilen dilekçe ile haksız şikayet nedeni ile manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 27/06/2014 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili ve davalı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. 1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davacının tüm, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir.2- Davalının diğer temyiz itirazlarına gelince;Dava, haksız şikayet nedeni ile uğranılan manevi zararın ödetilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece isteminin kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, taraflarca temyiz olunmuştur. Davacı, davalı aleyhine Gebze 1. İş Mahkemesinde arkadaşı tarafından açılan hizmet tespiti davasında tanıklık yapması nedeni ile davalının kendisini yalancı tanıklık suçlaması ile Gebze Cumhuriyet Başsavcılığı'na şikayet ettiğini, soruşturma sonucunda kovuşturma yapılmasına yer olmadığına karar verildiğini, itiraz üzerine Ağır Ceza Mahkemesi tarafından itirazın kabulüne karar verildikten sonra ceza mahkemesinde yapılan yargılama sonunda beraat ettiğini, davalı şirketin sigortasız olarak işçi çalıştırdığını, kendisini de sigortasız çalıştırdıklarını belirterek davalının haksız şikayeti sonucu uğramış olduğu manevi zararın tazminini talep etmiştir.Davalı, davacının ceza mahkemesinde delil yetersizliğinden beraat ettiğini, hakkında kamu davası açılmış olmasının şikayet için gerekli olgular olduğunu gösterdiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, davalının ısrarlı şikayetine karşın şüphenin varlığını ortaya koyan delil göstermemiş olduğu belirtilerek talebinin kısmen kabulüne karar verilmiştir.Kişilik hakları hukuka aykırı olarak saldırıya uğrayan kimse manevi tazminata hükmedilmesini isteyebilir. Hakim manevi tazminatın miktarını tayin ederken saldırı teşkil eden eylem ve olayın özelliği yanında tarafların kusur oranını, sıfatını, işgal ettikleri makamı ve diğer sosyal ve ekonomik durumlarını da dikkate almalıdır. Miktarın belirlenmesinde her olaya göre değişebilecek özel hal ve şartların bulunacağı da gözetilerek takdir hakkını etkileyecek nedenleri karar yerinde objektif olarak göstermelidir. Çünkü kanunun takdir hakkı verdiği hususlarda hakimin hukuka ve hakkaniyete göre hüküm vereceği Türk Medeni Kanunu’nun 4. maddesinde belirtilmiştir. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi malvarlığı hukukuna ilişkin bir zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. HUMK'un 275. maddesi uyarınca “mahkeme, çözümü özel veya teknik bilgiyi gerektiren hallerde bilirkişinin oy ve görüşünün alınmasına karar verir. Hakimlik mesleğinin gerektirdiği genel ve hukuki bilgi ile çözümlenmesi mümkün olan konularda bilirkişi dinlenemez”.Somut olay, hakimlik mesleğinin gerektirdiği genel ve hukuki bilgi ile çözümlenebilir niteliktedir. O nedenle, bilirkişi düşüncesine başvurulması maddeye açık aykırılık oluşturur. Ne var ki, ilk bentteki nedenlerle sonuca ulaşılması olanaklı bulunduğundan, bu biçimdeki usul hatası sonucu etkiler düzeyde değildir. Bu bakımdan, düşülen yanılgı, HUMK'un 428/son maddesi uyarınca bozma nedeni sayılmamıştır.Ancak davaya konu olayda, olayın oluş şekli, olay tarihi ile yukarıdaki ilkeler nazara alındığında hükmedilen manevi tazminat miktarı fazladır. Daha alt düzeyde manevi tazminata hükmedilmek üzere kararın bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda (2) sayılı bentte gösterilen nedenle davalı yararına BOZULMASINA, davacının tüm davalının diğer temyiz itirazlarının (1) sayılı bentte gösterilen nedenle reddine ve davalıdan peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 19/10/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.