MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiDavacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı ... vd. aleyhine 29/04/2009 gününde verilen dilekçe ile maddi ve manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davacının davalı ... hakkında açtığı davasının reddine, davalı ... hakkında açtığı davasının kısmen kabulüne dair verilen 09/10/2012 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili ve davalı ... tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dava, haksız fiil nedeni ile uğranılan maddi ve manevi zararların tazmini istemine ilişkindir. Mahkemece davalı ... hakkında açılan davanın esastan reddine, davalı ... hakkında açılan davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm davacı ve davalı ... tarafından temyiz edilmiştir. Kamu görevlilerinin yetkilerini kullanırken veya görevlerini yaparken kişilere zarar vermesi, ilgili kamu kurumunun hizmet kusurunu oluşturur. Bu durumda sorumlu, kamu görevlisinin emrinde çalışmakta olduğu kamu kurumu olup dava o kurum aleyhine açılmalıdır.( TC Anayasası 40/III, 129/V, 657 Sy. K.13, HGK 2011/4-592 E., 2012/25 K.) Bu konuda yasal düzenlemeler, emredici hükümler içermektedir. Diğer yandan Sorumluluk Hukukunun temel ilkeleri açısından bakıldığında da; bu şekilde düzenlemenin mevzuatta yer almış olması zarar görenin zararının karşılanması yönünde önemli bir teminattır. Dosya kapsamındaki bilgi ve belgelerden davacının metrodan inerken vatandaşları itmesi sebebi ile davalı polis memurlarından ...'ün davacıyı uyarması üzerine anılan taraflar arasında tartışma çıktığı ve davaya konu edilen olayın meydana geldiği anlaşılmaktadır. Anayasa’nın 129/5. maddesi ile 657 sayılı Devlet Memurları Yasası’nın 13/1. Maddesi gereğince; kamu görevlilerinin yetkilerini kullanırken kusurlu eylemleri nedeniyle oluşan zararlardan doğan tazminat davaları, kendilerine rücu edilmek kaydıyla ve yasada gösterilen koşullara uygun olarak, idare aleyhine açılabileceğine göre; davalılara husumet tevcih edilmesi doğru değildir. Mahkemece açıklanan yasal düzenlemeler gözetilerek, kamu görevlisi olan davalılar hakkında, taraf sıfatı bulunmadığından, davanın husumet yönünden reddine karar verilmesi gerekirken, yerinde olmayan yazılı gerekçe ile işin esası incelenerek yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ:Temyiz edilen kararın yukarıda gösterilen nedenlerle BOZULMASINA; bozma nedenine göre davacının ve davalı ...'ün diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına ve temyiz eden davalıdan peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 17/06/2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.