Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 11665 - Karar Yıl 2008 / Esas No : 8907 - Esas Yıl 2008





Davacı Ö... D.. vekili Avukat F.. D.. tarafından, davalı H.. Gaz. ve Mat. A.Ş ve N.. T... aleyhine 09/04/2007 gününde verilen dilekçe ile manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 08/04/2008 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalılar vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dava, basın yolu ile kişilik haklarına saldırı nedenine dayalı manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. 1-Davalılardan N.. T.. , dava konusu yayının yer aldığı H... Gazetesi'nin sorumlu müdürüdür. Yayın tarihi itibarı ile yürülükte bulunan Basın Kanunu'nun 13.maddesine göre, sorumlu müdürün tazminat sorumluluğu bulunmamaktadır. Mahkemece, davalılardan Necdet Tatlıcan hakkındaki davanın husumet yokluğundan reddi gerekirken, yazılı şekilde kısmen kabul edilmiş olması bozmayı gerektirmiştir. 2-Davalılardan H.. G.. ve Matbaacılık A.Ş'nin temyiz itirazlarına gelince; Basın özgürlüğü, Anayasanın 28. maddesi ile 5187 sayılı Basın Yasasının 1. ve 3. maddelerinde düzenlenmiştir. Bu düzenlemelerde basının özgürce yayın yapmasının güvence altına alındığı görülmektedir. Basına sağlanan güvencenin amacı; toplumun sağlıklı, mutlu ve güvenlik içinde yaşayabilmesini gerçekleştirmektir. Bu durum da halkın dünyada ve özellikle içinde yaşadığı toplumda meydana gelen ve toplumu ilgilendiren konularda bilgi sahibi olması ile olanaklıdır. Basın, olayları izleme, araştırma, değerlendirme, yayma ve böylece kişileri bilgilendirme, öğretme, aydınlatma ve yönlendirmede yetkili ve aynı zamanda sorumludur. Basının bu nedenle ayrı bir konumu bulunmaktadır. Bunun içindir ki, bu tür davaların çözüme kavuşturulmasında ayrı ölçütlerin koşul olarak aranması, genel durumlardaki hukuka aykırılık teşkil eden eylemlerin değerlendirilmesinden farklı bir yöntemin izlenmesi gerekmektedir. Basın dışı bir olaydaki davranış biçiminin hukuka aykırılık oluşturduğunun kabul edildiği durumlarda, basın yoluyla yapılan bir yayındaki olay hukuka aykırılık oluşturmayabilir. Ne var ki basın özgürlüğü sınırsız olmayıp, yayınlarında Anayasanın Temel Hak ve Özgürlükler bölümü ile Türk Medeni Kanununun 24 ve 25. maddesinde yer alan ve yine özel yasalarla güvence altına alınmış bulunan kişilik haklarına saldırıda bulunulmaması da yasal ve hukuki bir zorunluluktur.Basın özgürlüğü ile kişilik değerlerinin karşı karşıya geldiği durumlarda; hukuk düzeninin çatışan iki değeri aynı zamanda koruma altına alması düşünülemez. Bu iki değerden birinin diğerine üstün tutulması gerektiği, bunun sonucunda da, daha az üstün olan yararın daha çok üstün tutulması gereken yarar karşısında o olayda ve o an için korumasız kalmasının uygunluğu kabul edilecektir. Bunun için temel ölçüt kamu yararıdır. Gerek yazılı ve gerekse görsel basın bu işlevini yerine getirirken, özellikle yayının gerçek olmasını, kamu yararı bulunmasını, toplumsal ilginin varlığını, konunun güncelliğini gözetmeli, haberi verirken özle biçim arasındaki dengeyi de korumalıdır. Yine basın, objektif sınırlar içinde kalmak suretiyle yayın yapmalıdır. O anda ve görünürde var olup da sonradan gerçek olmadığı anlaşılan olayların yayınından da basın sorumlu tutulmamalıdır.Dava konusu edilen H... G..'nin 08/02/2007 günlü sayısında yer alan haberde; Rus manken O.. T..'ya tecavüz girişimi ve yumrukla burnunun kırılması nedeniyle, savcılık aşamasında estetik ameliyat masrafları karşılığı uzlaştığı ve saldırıya uğrayan mankenin olaya neden olan Ö.. D.. hakkındaki şikayetinden vazgeçtiğini belirtilmiştir. Dosyadaki kanıtlara göre haber görünür gerçeğe uygundur. Haberde, burun estetiği yerine, göğüslerine silikon estetiği yaptırması şeklinde verilmiş olması bir ayrıntı olup, davacıya yönelik saldırı olarak değerlendirilemez. Gerek ceza dosyası, gerekse savcılık evrakı gözetildiğinde yayının hukuka uygun olduğu anlaşılmaktadır. Mahkemece davanın reddine karar vermek gerekirken yazılı gerekçe ile kısmen kabul edilmiş olması bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda (1) nolu bentte gösterilen nedenle davalı N.. T.. yararına, (2) nolu bentte gösterilen nedenlerle davalı H... Gazetecilik ve Matbaacılık A.Ş yararına BOZULMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 13/10/2008 gününde oybirliğiyle karar verildi.