Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 11659 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 13512 - Esas Yıl 2014
MAHKEMESİ : Ankara 8. Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ : 22/01/2014NUMARASI : 2013/396-2014/10Davacı Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığı vekili Avukat Hasan tarafından, davalı M.. G.. aleyhine 28/08/2013 gününde verilen dilekçeler ile itirazın iptalinin istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; hukuki yarar yokluğundan her iki davanın usulden reddine dair verilen 22/01/2014 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.Dava, itirazın iptali istemine ilişkindir. Mahkemece, hukuki yarar yokluğundan davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.Davacı, davalı hakkında “Sebze ve Meyveler ile Yeterli Arz ve Talep Derinliği Bulunan Diğer Malların Ticaretinin Düzenlenmesi” hakkındaki 5957 sayılı Kanun'un 8. maddesi ile adına tahakkuk eden rüsum bedelini ödemediğini, bu nedenle Ankara 2. İcra Müdürlüğü'nün 2013/6243 ve 2013/6324 esas sayılı dosyalarında ilamsız icra takibi yaptığını, davalının takibe itiraz ettiğini belirterek, itirazın iptali ile icra inkâr tazminatına karar verilmesini istemiştir.Davalı, davanın reddedilmesi gerektiğini savunmuştur.Mahkemece, rüsum alacaklarının 5957 sayılı Yasa’dan kaynaklı idarece tahakkuk ettirilen bir kamu alacağı olup özel hukuk hükümlerine tabi bulunduğu, dolayısıyla İcra ve İflas Kanunu hükümleri doğrultusunda takip ve tahsile konulamayacağı, 6183 sayılı Yasa hükümlerine göre takip ve tahsil edilmesi gerektiği gerekçesiyle hukuki yarar yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmiştir.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 114/1-c maddesine göre mahkemenin görevli olması dava şartlarındandır. Aynı Kanun'un 115/1 maddesine göre de “Mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. Taraflar da dava şartı noksanlığını her zaman ileri sürebilirler”.5957 sayılı Kanun'un 10/5. maddesine göre “Değeri elli bin Türk Lirasının altında bulunan uyuşmazlıklarda, hal hakem heyetlerine başvuru zorunludur. Bu uyuşmazlıklarda heyetin vereceği kararlar ilam hükmündedir. Bu kararlar 9/6/1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun ilamların yerine getirilmesi hakkındaki hükümlerine göre yerine getirilir. Taraflar, bu kararlara karşı on beş gün içinde hal hakem heyetinin bulunduğu yerde ticarî davalara bakmakla görevli asliye ticaret mahkemesine itiraz edebilir. İtiraz, hal hakem heyeti kararının icrasını durdurmaz. Ancak, talep edilmesi şartıyla hâkim, hal hakem heyeti kararının icrasını tedbir yoluyla durdurabilir. Hal hakem heyeti kararlarına yapılan itiraz üzerine asliye ticaret mahkemesinin vereceği karar kesindir”.Anılan yasal düzenlemelere göre; değeri elli bin Türk Lirasının altında bulunan uyuşmazlıklarda hal hakem heyeti kararlarına karşı yapılacak itirazı inceleme görevi, hal hakem heyetinin bulunduğu yerdeki Asliye Ticaret Mahkemesine aittir. Görev kuralları, kamu düzenine ilişkin olup taraflarca ileri sürülmese bile mahkemece kendiliğinden (re'sen) göz önüne alınması gerekir. Eldeki davaya konu uyuşmazlık miktarının elli bin Türk Lirasının altında bulunması karşısında, davaya Asliye Ticaret Mahkemesince bakılması gerekirken yazılı gerekçeyle işin esasına girilerek davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Temyiz edilen kararın yukarıda açıklanan nedenle BOZULMASINA, diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 19/10/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.