MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiDavacılar ... ve diğerleri vekili Avukat ... tarafından, davalı ... aleyhine 05/12/2014 gününde verilen dilekçe ile kişilik haklarına saldırı nedeniyle manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 02/06/2015 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi taraflar vekillerince süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.Dava, kişilik haklarına saldırı nedeniyle manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, taraflarca temyiz edilmiştir.Davacılar; davalı ile birlikte oturdukları sitenin yönetimi ile ilgili aralarında anlaşmazlık olduğunu, davalının bu amaçla Cumhuriyet Savcılığına ve mahkemelere vermiş olduğu dilekçelerde kendilerine hakaret ettiğini, buna ilişkin yapılan ceza yargılamasında hakaret suçundan mahkum olduğunu, davalının eylemleri nedeniyle elem ve üzüntü yaşadıklarını beyan ederek manevi tazminat talep etmişlerdir.Davalı; site yönetimi ile ilgili mahkemelere vermiş olduğu dilekçelerde yer alan beyanlarının eleştiri sınırları içinde kaldığını, hakaret kastı ile hareket etmediğini, dava konusu hukuki uyuşmazlıklara ilişkin iddiasını ispatlamak amacıyla bu sözleri sarf ettiğini beyan ederek, davanın reddini savunmuşturMahkemece; davalının, davacılar hakkında sarf ettiği sözlerin; iddia, savunma ve eleştiri sınırlarını aşarak, davacıları küçük düşürücü ve hakaret içerikli oldukları gerekçesi ile talebin kısmen kabulüne karar verilmiştir.Hak arama özgürlüğü, Anayasa'nın 36. maddesinde düzenlenen ve korunan özgürlüklerdendir. Herkesin yargı mercileri önünde iddiada bulunma, savunma yapma özgürlüğü vardır. Ancak bu haklar kullanılırken amacı içinde kullanmalı ve sınırları aşılmamalıdır. Bir davanın açılması veya görüşülmesi sırasında verilen dilekçelerde kullanılan sözler kişisel hakları zedeleyici nitelikte bulunsa bile, iddia ve savunma sınırları aşılmış olmadıkça TBK 58. (BK. 49) maddesi kapsamına giren bir haksız eylem olarak nitelendirilemez. İddia ve savunmanın dışında kalan ve bunlarla ilgisi bulunmayan ve hakaret içeren sözler bu kuralın dışında kalır. Dosya kapsamına göre; ceza mahkemesinde verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı TBK'nın 74. maddesi anlamında hukuk hakimini bağlayıcı nitelikte bir karar değildir. Somut olayın oluş şeklinin, hukuk hakimi tarafından deliller serbestçe değerlendirilerek takdir edilmesi gerekir. Davalı tarafından, davacılar ile birlikte oturdukları sitenin yönetimi ile ilgili açılan ve o davaların yargılaması sırasında verilen dilekçelerin bir bütün halinde değerlendirilmesinde, kullanılan sözlerin ifade ve hak arama özgürlüğü sınırları içinde kaldığı, davacıların kişisel haklarını zedeleyici nitelikte olmadığının kabulü gerekir.Şu durumda mahkemenin, açıklanan maddi ve hukuki olgulara dayanarak, davanın reddine karar vermesi gerekirken, aksi gerekçe ile istemin kısmen kabulüne karar vermiş olması doğru görülmemiştir. Karar bu nedenle davalı lehine bozulmalıdır. SONUÇ: Temyiz edilen kararın yukarıda gösterilen nedenlerle davalı yararına BOZULMASINA, bozma nedenine göre davacıların temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına ve davalıdan peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 28/11/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.