Ticari bir alanda çalışan kişinin tazminata esas geliri, işletmenin gelirine göre değil, kişinin kişisel yetenek ve emeğinin işletme gelirine katkısına göre belirlenir. Öte yandan desteğin gelirinin tamamını eş ve çocuklarına değil, bir bölümünü kendisine ayırması gerektiği gözetilm elidir,Davacı Ece ve diğerleri vekili tarafından, davalı U.Özgür ve diğerleri aleyhine 09.07.2003 gününde verilen dilekçe ile maddi ve manevi tazminat istenmesi üzerine yapılan yargılama sonunda; mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen 20.11.2007 günlü kararın Yargıtay'da duruşmalı olarak incelenmesi davalılar U.Özgür ve Rabia vekili taraflarından süresi içinde istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü.1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir.2-Diğer temyiz itirazlarına gelince; a) Dava, trafik kazası nedeniyle desteğin ölümünden dolayı uğranılan maddi ve manevi zararın ödetilmesi istemine ilişkindir. Yerel mahkemece istemin bir bölümü kabul edilmiş; karar, davalılar tarafından temyiz olunmuştur.Davacılardan Satı, resmi nikah olmadan destek ile birlikte yaşadığını, desteğin ölümü nedeniyle kendisinin ve ortak çocuklarının destekten yoksun kalarak manevi zarara uğradıklarını ileri sürerek istekte bulunmuş; birleştirilen 2003/865 Esas sayılı dava dosyasında ise, desteğin resmi nikahlı eşi Sünbül ile ortak çocukları destekten yoksun kalma tazminatı ve manevi tazminat istemiştir. Yerel mahkemece davacıların maddi ve manevi tazminat istemlerinin birer bölümü kabul edilmiştir.Destekten yoksun kalma tazminatının yasal dayanağı Borçlar Yasası'nın 45. maddesi olup, destek kavramı, hukuki bir ilişkiyi değil, eylemli bir durumu amaçlar ve hısımlık ilişkisine ya da yasanın nafaka hakkındaki düzenlemelerine dayanmaz. Yasa gereğince bir kimseye yardım etmek zorunda bulunan kişi değil, eylemli ve düzenli olarak onun geçiminin bir bölümünü veya tümünü sağlayacak biçimde yardım eden ve olayların olağan akışına göre, eğer ölüm gerçekleşme-seydi az veya çok yakın bir gelecekte de bu yardımı sağlayacak olan kimse destek sayılır. Diğer bir anlatımla; yasa ile ya da sözleşmeye konulmuş bir ödev bulunmaksızın bir kimsenin eylemli ve düzenli olarak ötekine yardım etmesi ve ileride yardımın sürüp gitmesinin beklenir bulunması ölenin destek sayılması için yeterlidir. Destek kavramının dayanağı hukuksal bir ilişki değil, eylemli bir durumdur. Bu nedenle miras hukuku veya nafaka yükümlülüğü ile ilgili değildir. Eylemli destek, yardımlarda düzenlilik ve devamlılık halinde söz konusu olur.Dava konusu olayda destek, davacılardan Sünbül ile evli iken yaşamını yitirmiştir. Bu evlilikten doğmuş ortak çocukları vardır. Diğer davacı Satı ise bekar olup, destek ile evlilik dışı birliktelikleri sonucu çocukları olmuştur. Desteğin son yıllarda davacı Satı ile birlikte aynı evi paylaştığı, ortak çocuklarının ve davacı Satı'nın geçimini sağladığı, taraflarca itiraz edilmeyen bir konudur. Dosya içeriğinden, Satı'nın üç çocuğu ile birlikte yaşadığı, geçimini babasının sağladığı ve asgari ücret düzeyinde gelir getiren bir işte çalıştığı, destek sağlığında düzenli olarak Satı'ya yardım ettiği anlaşılmaktadır. Ancak, desteğin resmi nikahlı eşi ve ailesinin bulunması karşısında bu durumun ne kadar sürebileceği kestirilemeyece-ğinden, olayda devamlılık ve düzenlilik olgusunun varlığından söz edilemez.Diğer yandan, Borçlar Yasası'nın 47. maddesi gereğince yargıç; ölenin ailesine manevi zarar olarak hak ve adalete uygun bir tutarda manevi tazminat ödenmesine karar verebilir. Davacılardan Satı, ölenin evlilik dışı birlikte yaşadığı kişi olup "ölenin ailesi" kapsamında bulunmadığından, onun yararına manevi tazminat takdir edilemez.Yerel mahkemece açıklanan olgular ve ölenin resmi nikahlı eşinin bulunduğu gözetilerek, destek ile evlilik dışı birlikte yaşayan Satı'nın destekten yoksun kalma ve manevi tazminat isteminin tümden reddedilmesi gerekirken, yerinde olmayan yazılı gerekçeyle, adı geçen yararına tazminat ödenmesine karar verilmiş olması usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bozulması gerekmiştir.b) Destek Ramazan, G... Kardeşler İnşaat Taahhüt Ticaret Ltd. Şti.'nin ortağı ve temsilcisi olup, yüklenicilik (müteahhitlik) yapmaktadır. Yerel mahkemece benimsenen bilirkişi raporunda desteğin geliri 17.03.1995-27.02.2000 günleri arasında gerçekleştirilen içme suyu inşaat işi nedeniyle ihaleden alınan kazanç asgari ücrete oranlanarak destekten yoksun kalma tazminatı hesaplanmıştır.Ticari bir alanda çalışan kişinin tazminata esas alınacak geliri, işletmenin gelirine göre değil, kişinin kişisel yetenek ve emeğinin işletme gelirine katkısı belirlenerek, bu katkının parasal değeri üzerinden destekten yoksun kalma zararının belirlenmesi gerekir.Yerel mahkemece, tarafların bu konudaki kanıtları toplanarak konusunda uzman bilirkişiden rapor alınarak desteğin geliri belirlenip, buna göre destekten yoksun kalma tazminatının hesaplanması gerekirken, asgari ücretin 9,87 katı esas alınarak hesaplama yapmış olan bilirkişi raporu esas alınarak hüküm kurulmuş olması nedeniyle de karar bozulmalıdır.c) Yerel mahkemece benimsenen bilirkişi raporunda, desteğin gelirinin tamamını eş ve çocuklarına ayırdığı anlamına gelecek biçimde hesap yapıldığı anlaşılmaktadır. Destek yaşasaydı gelirinin bir bölümünü kendisine ayırması gerektiğinden, bu yön gözetilerek alınacak bilirkişi raporu alınarak karar verilmesi gerekirken, açık ve yeterli olmayan rapora göre karar verilmiş olması yanlış olduğundan karar bozulmalıdır.Sonuç: Temyiz olunan kararın yukarıda (2/a, b ve c) sayılı bentlerde gösterilen nedenlerle (BOZULMASINA); öteki temyiz itirazlarının ilk bentteki nedenlerle reddine ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 09.11.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.