Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 11581 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 9673 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : Kırıkkale 2. Sulh Hukuk MahkemesiTARİHİ : 14/02/2013NUMARASI : 2011/902-2013/175Davacı S.. B.. vekili Avukat H.. G.. tarafından, davalılar F.. A.. vdl. aleyhine 08/07/2011 gününde verilen dilekçe ile itirazın iptali istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın reddine dair verilen 14/02/2013 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili ve davalı F.. A.. vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. 1-Davacının davalılardan K.. H..'ne ilişkin temyiz itirazları yönünden; dava, kurum zararının ödetilmesi istemine ilişkindir. Yerel mahkemece, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı ve davalılardan F.. A.. vekili tarafından temyiz edilmiştir.Davacı, SGK Rehberlik ve Teftiş Kurulu Başkanlığı tarafından 16/10/2009 tarih ve ...../.../... sayılı rapor düzenlendiğini, takip dayanağı alacağa konu hasta ve dava dışı hastalara K.. H..'nde ilgili doktorlar tarafından tıbbi cihazların reçete edildiğini, davalı ve dava dışı medikal şirketleri tarafından reçetede yazılı malzeme ile aynı nitelikte malzeme yerine farklı ve eksik malzeme verildiği ve kuruma fatura edildiği, fatura veya rapor üzerine ilgili hekimlerden birisi tarafından yazılan "Hasta üzerinde görülmüştür." ibaresinin ve malzemenin uygunluğunun hasta ve cihaz görülmeden onaylandığı, kurum tarafından ödemenin yapılıp yapılmayacağını kurum ilgili doktorunun tıbbi uygunluğunun belirlediği, davalı doktorların ve medikal şirketlerinin birlikte hareket ederek kurumu zarara uğrattıklarını belirterek, kurum zararının tahsili istemiyle başlatılan icra takibine davalılar tarafından yapılan itirazın iptaline karar verilmesini istemiştir.Davalılar ise, davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, dosyaya yansıyan tüm belgeler ile hastaya teslim edilen tıbbi malzemelerden reçete ve sağlık raporunda önerilen herhangi birinin eksik, kusurlu ya da farklı olduğu yönünde bir saptamanın bulunmadığı belirtilerek davalılar hakkındaki istemin reddine karar verilmiştir.Davalılardan K.. H.. (Sağlık Bakanlığı) bir kamu tüzel kişisidir. İşlem ve eylemleri kural olarak kamusal nitelik taşır. İstemin idare hukuku kuralları çerçevesinde ve idari yargı yerinde değerlendirilmesi gerekmektedir. İtirazın iptali davası sırasında, icra takibinin temelini oluşturan ve aslı da idari eylem olan alacağın varlığının ve kapsamının hukuk mahkemesi tarafından çözümlenmesi kabul edilemez. Diğer yandan, idari yargı yerinde "itirazın iptali" biçiminde bir dava yolu düzenlenmediğinden, adli yargı yerinde yargı yolu bakımından görevsizlik kararı da verilemez. Bu durumda, istem idari yargı yerinde dava konusu edilip oradan bu konuda bir karar alınmadan icra takibi yapılmasına ve icra takibine itiraz üzerine adli yargı yerinden itirazın iptalinin istenmesine yasal olanak bulunmadığından, davacının istemi dinlenilebilir nitelikte değildir.Yerel mahkemece açıklanan yönler gözetilerek dava dilekçesinin davalı K.. H.. yönünden reddedilmesi gerekirken, uyuşmazlığın esası çözümlenerek yazılı biçimde karar verilmiş olması usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bozulması gerekmiştir.2-Davacının diğer temyiz itirazlarına gelince:Dosya incelendiğinde; takip konusu tıbbi cihazların reçete edildiği ve sağlık raporunun alındığı K.. H..'nde görevli doktorlar hakkında, fiziksel rahatsızlığı olmayan hastaların karnelerini kullanarak protez cihazları reçete ettiklerinden ve bu şekilde hastalara sahte belgelerle protez cihazı verilmiş gibi yaptıklarından bahisle “suç işlemek için örgüt kurmak, örgüte üye olmak, örgüte yardım etmek, kamu kurumu aleyhine zincirleme olarak dolandırıcılık, sahte resmi evrak tanzimi ve kullanmak, rüşvet almak ve vermek” iddiaları ile cezalandırılmaları istemiyle kamu davası açıldığı, yine bir kısım doktorlar hakkında hastaları muayene etmeden gerçeğe aykırı medikal malzemeleri reçete ettikleri iddiasıyla kamu davası açıldığı, Kırıkkale Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen ceza dosyalarının derdest olup henüz kesinleşmediği anlaşılmaktadır. Henüz kesinleşmeyen ceza dosyalarına konu olaylar hakkında geniş kapsamlı yapılan kovuşturmada birçok olay ve şahıs hakkında kamu davası açılmış, medikal şirketlerin de bu usulsüz eylem ve işlemlere aracılık ettiği iddia edilmiş ve bir kısım Medikal şirketleri hakkında ceza davası açılmıştır.Şu halde; dava dosyası kapsamından anlaşılabilen Kırıkkale Ağır Ceza Mahkemesi'nin 2010/9 ve 2011/152 Esas sayılı dosyalarında davalı doktorlar hakkında yer alan iddialar araştırılmalı ve anılan ceza dosyaları dışında davalılar hakkında ceza mahkemesinde açılan ceza davasının olup olmadığı hususları da araştırılarak, davalılara yönelik ceza dosyalarının Borçlar Kanunu'nun 53. maddesi gereğince sonucu beklenmeli, bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek varılacak sonuca göre bir karar verilmelidir.Yerel mahkemece, açıklanan yön gözetilmeden, yerinde olmayan gerekçeyle, eksik inceleme sonucu karar verilmiş olması usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda (1 ve 2) nolu bentlerde açıklanan nedenlerle davacı yararına BOZULMASINA; bozma nedenine göre davacının diğer temyiz itirazları ile davalı F.. A..'ın tüm temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına 10/09/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.