MAHKEMESİ : Ankara 6. Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ : 23/01/2014NUMARASI : 2012/446-2014/15Davacı Kamile vekili Avukat Handan tarafından, davalılar F.. K.. ve diğeri aleyhine 16/08/2012 gününde verilen dilekçe ile manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 23/01/2014 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalılar vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. 1-Davalı F.. K..'ın temyizi yönünden;Dava, kişilik haklarına saldırı nedeni ile uğranılan manevi zararın ödetilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece, istemin bir bölümü kabul edilmiş, karar, davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davacı, davalı Dilek kendisi ile evli olduğunu bildiği halde davalı eşi F.. K.. ile birlikte olduğunu, davalıların eylemlerinin kişilik haklarına saldırı niteliğinde bulunduğunu iddia ederek, uğradığı manevi zararın ödetilmesi isteminde bulunmuştur. Davalılar, davacının iddialarını kabul etmediklerini belirterek davanın reddine karar verilmesini istemişlerdir. Mahkemece, toplanan delillere göre evlilik birliği devam ederken davalıların birlikte oldukları, dolayısıyla davacının şahsi haklarının ihlal edildiği belirtilerek istemin kısmen kabulü ile 7.500,00 TL manevi tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen ödetilmesine karar verilmiştir.Dosya arasındaki bilgi ve belgelerden, davacı ile davalı eşi F.. K..'ın Ankara 4. Aile Mahkemesinin 2010/1155-2011/930 esas karar sayılı dosyasında çekişmeli olarak boşanmalarına karar verildiği, boşanma sebeplerinde davacının davalı eşinin davalı Dilek'le birlikte olduğuna ilişkin beyanda bulunduğu, mahkemenin de buna ilişkin değerlendirmede bulunduğu, davalı kocanın davacı eşe 10.000 TL maddi ve 5.000 TL manevi tazminat ödemesine karar verildiği görülmüştür.Şu durumda, taraflar arasında görülen boşanma davasında bu dosyada dava konusu edilen davalılar arasındaki ilişkiden de bahsedilerek davacı yararına 5.000,00 TL manevi tazminata hükmedildiği anlaşıldığından aynı olay nedeniyle davalı Fevzullah'ın yeniden manevi tazminat ile sorumlu tutulması doğru olmamış, bu durum bozmayı gerektirmiştir.2. Davalı D.. K..'ın temyizi yönünden;TMK.nun 185. maddesine göre, “Evlenmeyle eşler arasında evlilik birliği kurulmuş olur. Eşler birlikte yaşamak, birbirlerine sadık kalmak ve yardımcı olmak zorundadırlar.” Aynı Yasanın 174. maddesine göre de, “Mevcut veya beklenen menfaatleri boşanma yüzünden zedelenen kusursuz veya daha az kusurlu taraf, kusurlu taraftan uygun bir maddi tazminat isteyebilir. Boşanmaya sebep olan olaylar yüzünden kişilik hakkı saldırıya uğrayan taraf, kusurlu olan diğer taraftan manevi tazminat olarak uygun miktarda bir para ödenmesini isteyebilir.”Evlenmeyle eşler arasında kurulan aile birliğinin taraflara yüklediği ödevlerin ihlali veya yerine getirilmemesi durumunda bu yükümlülüğü yerine getirmeyen eş yönünden Türk Medeni Kanunundaki sonuçları, boşanma ve boşanma sebebi olması durumunda, bu olaylar yüzünden kişilik haklarının saldırıya uğraması halinde manevi tazminat talep edilebileceğidir.BK. 41 (TBK 49). maddesine göre, kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür. Yine BK. 49 (TBK.58) maddesinde "Şahsiyet hakkı hukuka aykırı bir şekilde tecavüze uğrayan kişi, uğradığı manevi zarara karşılık manevi tazminat namıyla bir miktar para ödenmesini dava edebilir." Haksız fiile dayalı bir borcun doğabilmesi için, hukuka aykırı bir fiil bulunmalı, fiili işleyenin kusuru olmalı, sonuçta bir zarar doğmalı, zarar ile işlenen fiil arasında da uygun nedensellik bağı bulunması gerekir.Somut olaya gelince, davalı Dilek ve davalı eşin davacıya yönelik ve bütün olarak aldatma mahiyetindeki davranışlarının manevi tazminatı gerektirip gerektirmeyeceğinin tartışılması gereklidir.Yukarıda incelenen yasa maddeleri uyarınca, davacının davalı eşinin TMK.nın evlenmeyle eşe yüklediği ödevler arasında bulunan sadakat yükümlülüğünü ihlali nedeniyle, Yasanın 185. ve 174. maddeleri uyarınca boşanma sebebi ve istek halinde manevi tazminatı gerektirir nitelikte olduğu kuşkusuzdur. TMK. daki düzenleme, davalı eşin evlenme ile kurulan aile birliğinin tarafı olması sıfatından kaynaklanmaktadır. Zira davalı eş kendi iradesi ile bu birliğin tarafı olmayı kabul etmiş ve yasanın kendisine tanıdığı hak ve yükümlülükler altına girmiştir. Davalı Dilek'in eyleminin manevi tazminatı gerektirip gerektirmeyeceğine gelince, davalının doğrudan davacının bedensel veya ruhsal bütünlüğüne yönelik hukuka aykırı bir fiilde bulunduğundan söz edilemez. Söz konusu Yasada yükümlülüğünü ihlal eden eşin eylemini birlikte gerçekleştirdiği kişiler yönünden herhangi bir düzenleme getirilmemiştir.Dava konusu eylemin gerçekleştiği tarih itibariyle yürürlükte bulunan 818 sayılı BK. nun müteselsil sorumluluğa ilişkin hükümlerinin de uygulanma imkanı bulunmamaktadır. Zira, söz konusu Yasanın 50. maddesinde haksız fiil nedeniyle müteselsilen sorumluluğuna gidilebilecekler gösterilmiştir. Yukarıda açıklanan yasal duruma göre, davalı zararın meydana gelmesinden asli olarak sorumlu tutulamaz. Yine yasa hükmünün aradığı anlamda iştirak hali de söz konusu olamaz. Zira iştiraken işlenebilir bir eylemin varlığının kabul edilebilmesi için, eylemin müstakilen ve asli olarak da işlenebilir olması gerekir. Ayrıca haksız fiil sorumluluğunu, geniş ve belirsiz bir kavram olan sadakat yükümlülüğünü ihlal etmeye iştirak çerçevesinde değerlendirmek, bu sorumluluğu belirsiz hale getirecektir.Açıklanan nedenlerle, BK.49 (TBK.58) maddesine göre, davalının eylemi, davacının kişilik değerlerine saldırı oluşturacak nitelikte bir eylem olarak kabul edilemez. Mahkemece açıklanan yönler gözetilerek, davacının manevi tazminat isteminin tümden reddine karar verilmesi gerekirken, yerinde olmayan gerekçeyle, yazılı biçimde karar verilmiş olması usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ:Temyiz olunan kararın yukarıda (1) nolu bentte gösterilen nedenlerle davalı F.. K.. yararına, (2) numaralı bentte gösterilen nedenlerle davalı D.. K.. yararına BOZULMASINA, bozma nedenine göre davalıların öteki temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 15/10/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.