MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 21. Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ : 25/04/2013NUMARASI : 2012/134-2013/170Davacı C.. A.. tarafından, davalı H.. K.. aleyhine 21/05/2012 gününde verilen dilekçe ile kişilik haklarının ihlaline dayalı manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 25/04/2013 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.Dava, kişilik haklarının ihlaline dayalı manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, istemin kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.Davacı, davalının borçlu sıfatı ile Büyükçekmece 1. İcra Müdürlüğü'nün 2011/5805 Esas sayılı dosyasına sunduğu 17/08/2011 tarihli itiraz dilekçesi ile kişilik haklarına saldırıda bulunduğunu belirterek, manevi tazminat isteminde bulunmuştur.Davalı, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.Mahkemece, davalının itiraz dilekçesindeki ifadeleri ile davacının kişilik haklarının ihlal edildiği benimsenerek, davacının manevi zararının bir kısmının ödetilmesine karar verilmiştir.Dosya arasında mevcut bilgi ve belgeler incelendiğinde; davalının, davacının alacaklı vekili olarak görev yaptığı icra dosyasına sunduğu itiraz dilekçesinde, alacaklı kooperatife herhangi bir borcunun bulunmadığını, alacaklı vekili ile aralarında alacak davası olduğunu, alacaklı vekilinin hukuka aykırı eylemlere göz yumarak bir nevi suça ortak olması nedeniyle aralarında husumet bulunduğunu beyan ettiği görülmüştür. Dava dışı kooperatif ve üyeleri ile yine kooperatif ve üçüncü kişiler arasında bir çok hukuki ihtilaf bulunmaktadır. Yine; davalının, davacıya ödünç para verdiği iddiası ile davacı hakkında icra takibi başlattığı, itiraz üzerine itirazın iptali davası açıldığı ve davanın reddine karar verildiği görülmüştür. Dava konusu itiraz dilekçesinde kullanılan ifadelerin davalının dava dışı kooperatife borcunun olmadığını ve alacaklı vekili olan davacı ile aralarında husumet bulunduğunu belirtmeye yönelik olduğu, hakaret etme kastının bulunmadığı anlaşılmaktadır.Şu halde, kullanılan ifadenin amacı, kullanıldığı yer ve ifade ediliş tarzı dikkate alındığında savunma sınırları içerisinde kaldığının kabulü gerekir. Mahkemece, istemin tümden reddine karar verilmesi gerekirken, kısmen kabul edilmesi doğru değildir. Kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Temyiz edilen kararın yukarıda açıklanan nedenle BOZULMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 10/09/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.