MAHKEMESİ : Denizli 4. Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ : 02/12/2014NUMARASI : 2013/106-2014/410Davacı L.. Ö.. vekili Avukat Utku tarafından, davalı B.. D.. aleyhine 04/02/2013 gününde verilen dilekçe ile manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 02/12/2014 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dava, kişilik haklarına saldırı nedeniyle manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.Davacı, davalının olay tarihinde, iki blok olan sitenin apartman girişlerine astığı iki sayfadan ibaret ilan ile kendisine hakaret ve ithamlarda bulunduğunu, söz konusu ilan içeriğinde yer alan ''önceden tanışık oldukları site avukatı ve işbirlikçileri tarafından yönetici seçilerek, site yöneticileri tarafından yapılan usulsüzlükleri, mahkemedeki ahbap çavuş, akraba nüfuzunu kullanarak savunmuş ancak zaman içinde düzenledikleri sahte belgeler mahkeme kararlarına girmeye başlayınca, dava baskısı altına almak için hakkını hukuki yollardan arayan kat malikleri hakkında hakaret davaları açtırmış, kendilerini de mahkemelerde tanık olarak göstermişlerdir.... şimdi de avukat Utku Çağırgan açılan bu davalardan istifa etmekte veya vekil olarak da davalara katılmamaktadır çünkü açtığı veya açtırdığı davalar hukuki dayanağı olmayan mesnetsiz ve önceden tanışık olduğu sitedeki kişilerle sitenin huzurunu bozarak kendilerine menfaat temin etmektir. Kendisinin de belgeler üzerinde yaptığı oynamalar karalamalar mahkeme başkanlarının elindedir. Bu davaların muhatapları; Selim, Emin, L.. Ö.., Orhan ve kendilerine yalan yere tanıklık yapanlardır. ... " şeklindeki ifadelerle kişilik haklarına saldırıda bulunduğunu belirterek, manevi tazminat isteminde bulunmuştur.Davalı, davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, taraflar arasındaki olaya ilişkin ceza dosyası ile, davalı tarafından, davacıya karşı hakaret suçunun işlendiğinin sabit olduğu, davalının mahkumiyetine dair verilen ceza mahkemesi kararının kesinleştiği, davalı tarafından davacıya hakaret edilerek kişilik haklarına saldırıda bulunulduğu gerekçesiyle manevi tazminat isteminin kısmen kabulüne karar verilmiştir.Dava konusu ilan metninde geçen ifadeler nedeniyle davalı hakkında hakaret suçundan kamu davası açılmış ve Denizli 4. Sulh Ceza Mahkemesinin 2012/494 esas, 2012/1028 sayılı kararıyla 1740 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına kesin olarak karar verilmiştir.Manevi zarar, kişilik değerlerinde oluşan objektif eksilmedir. Kişide oluşan manevi zararın giderilmesi bakımından hakimin olayın özelliklerine, fail ve mağdurun durumlarına, kişilik değerlerinde meydana gelen eksilmenin niteliğine göre manevi tazminat olarak bir miktar paranın ödenmesine veya Türk Borçlar Kanunu’nun 58/2. maddesi (818 sayılı BK 49/3. maddesi) gereğince tazminat yerine diğer bir tazmin yoluna başvurması mümkündür. Bahsedilen madde gereği diğer tazmin yöntemleri konusunda örnekseme yapılarak haksız saldırının kınanması ve kınama kararıyla birlikte bu kararın basın yoluyla ilan edilmesi yöntemlerine değinilmişse de, bu yöntemler sınırlı olmayıp hakimin takdirine bırakılmıştır. Bu bağlamda, özür beyanı, isnadın geri alınması vb. bir tazmin şeklinin benimsenmesi de düşünülebilir. (4. HD. 14/11/1996, 8472/11191) Somut olayda, olay tarihinde site yöneticisi olan davalının, sitenin sorunları ve kat malikleri arasında bu sebeple çıkan uyuşmazlıklar ile ilgili olarak görüşlerini davaya konu ilan metni yoluyla eleştirel bir dille ifade ettiği, kişisel değer yargısında bulunduğu anlaşılmaktadır. Kişilik haklarına saldırı söz konusu değildir. Ancak, davalı hakkında kesin nitelikte verilen hakaret suçundan cezalandırılma kararı Türk Borçlar Kanunu’nun 74. maddesi (818 sayılı BK 53. maddesi) gereğince hukuk hakimini bağlayıcı nitelikte bir olgudur. Şu halde, mahkemece, tazminat yaptırımı yerine Türk Borçlar Kanunu’nun 58/2. maddesinde (818 sayılı BK 49/3. maddesi) bahsedilen diğer yaptırımlardan olan tecavüzün kınanmasına dair kararla yetinilmesi gerekirken tazminat yaptırımına başvurulması usul ve yasaya aykırı olduğundan kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Temyiz edilen kararın yukarıda gösterilen nedenlerle BOZULMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 15/10/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.