MAHKEMESİ : Aliağa 1. Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ : 21/11/2013NUMARASI : 2012/62-2013/581Davacılar H.. C.. ve diğerleri vekili Avukat Kamil tarafından, davalı H.. A.. aleyhine 01/02/2012 gününde verilen dilekçe ile maddi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kabulüne dair verilen 21/11/2013 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. 1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir.2- Diğer temyiz itirazlarına gelince; Dava, haksız fiil nedeniyle uğranılan maddi zararın tazmini istemine ilişkindir. Mahkemece dava kabul edilmiş, karar davalı tarafından temyiz edilmiştir.Davacılar, murislerine ait taşınmazları içinde bulunan evin bir bölümünün imar görmesi sonucu yan parsele tecavüzlü hale geldiğini, davalı müteahhidin yan parsel malikleri ile yaptığı kat karşılığı inşaat sözleşmesi uyarınca kendilerine ait evi yıkıldığını bildirerek uğradıkları zararın ödetilmesi için açmış oldukları asıl davada saklı tuttukları fazlaya ilişkin tazminat tutarının ödetilmesi isteminde bulunmuşlardır. Davalı, asıl davada hüküm altına alınan tutarın temyiz sınırının altında kalması nedeni ile temyiz isteğinin reddine karar verildiğini, yıkımdan kendisinin sorumlu olmadığını, asıl davada hükme esas alınan bilirkişi raporunun yeterli olmadığını, istemin fahiş olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini savunmuştur. Mahkemece, istemin kabulüne karar verilmiştir. Dosya arasındaki bilgi ve belgelerden, davacılar tarafından açılan Aliağa Asliye Hukuk Mahkemesinin 2007/446 esas 2011/771 karar sayılı dosyasında davalı H.. A..'ün davacılara ait evi yıktığı belirlenerek taleple bağlı kalınarak 1.000TL tazminat ödetilmesine ve fazlaya ilişkin hakların saklı tutulmasına karar verildiği, davalının temyiz isteğinin ise Dairemizin 2012/3947 esas 2013/2731 karar sayılı ilamı ile kararın miktar itibariyle kesin olması nedeniyle reddine karar verildiği anlaşılmıştır. Tarafların gösterdikleri delil ve belgeler ile yukarıda anılan dava dosyası kapsamından davacıların murisinden kalan evin davalı tarafından yıkıldığı, bu eylemin haksız fiil niteliğinde olduğu ve davacıların bu nedenle uğradıkları zarardan davalının sorumlu olduğu sonucuna varılmaktadır. Ne var ki zarar tutarını belirleyen ve hükme esas alınan asıl dava dosyasındaki bilirkişi raporunda hesaplamaya esas alınan verilerin nasıl elde edildiği açıklanmamış olduğundan rapor denetime açık ve hükme esas alınmaya yarar nitelikte görülmemiştir. Şu durumda, mahkemece dava konusu olan evin yıkılması nedeni ile uğranılan zararın hesaplanması için konusunda uzman bir bilirkişiden, evin cins ve m2 maliyet fiyatının belirlenmesinde Bayındırlık ve İskan Bakanlığının verilerinden yararlanılarak yıpranma payı da gözetilerek denetime açık bir rapor alınmalı ve sonucuna göre bir karar verilmelidir. Eksik inceleme ile hüküm kurulmuş bulunması doğru olmadığından kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda (2) sayılı bentte gösterilen nedenlerle BOZULMASINA, davalının diğer temyiz itirazlarının ilk bentteki nedenlerle reddine ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 15/10/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.