MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı ... aleyhine 17/02/2009 gününde verilen dilekçe ile rücuen tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kabulüne dair verilen 03/05/2012 günlü kararın Yargıtay’da duruşmalı olarak incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle daha önceden belirlenen 15/11/2016 duruşma günü için yapılan tebligat üzerine duruşmalı temyiz eden davalı vekilleri Avukat ...... ile karşı taraftan davacı vekili Avukat .... geldiler. Açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve hazır bulunanların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra taraflara duruşmanın bittiği bildirildi. Dosyanın görüşülmesine geçildi. Tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Taraflar arasında yapılan yargılamanın son oturumunda hüküm olarak; ''Gerekçeli kararda açıklanacağı gibi 76.612,61 TL'nin ödeme tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, Fazlaya ilişkin talebin reddine" karar verilmişken, daha sonra yazılan gerekçeli kararda; ''Davanın kabulü" ile "76.912,61 TL rücu tazminatın ödeme tarihi olan 02/12/2008 tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine'' karar verilmiş, böylece kısa kararla gerekçeli karar arasında açık bir çelişki ortaya çıkmıştır. Böyle bir durumun bozma nedeni oluşturacağına ve bozmadan sonra mahkemenin önceki kısa kararla bağlı olmaksızın çelişkiyi giderme koşuluyla vicdani kanaatine göre karar verebileceğine Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kurulunca 10/04/1992 gün ve 7/4 sayı ile karar verilmiştir. O halde yerel mahkemece yapılacak iş önceki kısa kararla bağlı olmaksızın kısa karara uygun olarak gerekçesini yeniden düzenlemek veya gerekçeye uygun nitelikte yeni bir kısa karar oluşturmak ve bu şekilde kısa kararla gerekçeli karar arasındaki çelişkiyi gidermektir. Yerel mahkemece kısa kararla gerekçeli karar arasındaki çelişkinin giderilmesi için kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Temyiz edilen kararın, yukarıda gösterilen nedenlerle BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına ve davalı yararına takdir olunan 1.350,00 TL duruşma avukatlık ücretinin davacıya yükletilmesine, peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 15/11/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.