MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiDavacılar ... vdl. vekili Avukat ..... tarafından, davalılar ... vd. aleyhine 03/03/2005 gününde verilen dilekçe ile maddi ve manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 20/03/2012 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalılar tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.1-Davalılardan ...'ın, temyiz itirazları yönünden; Dava, trafik kazası nedeniyle desteklerinin ölümü nedeniyle uğranılan maddi ve manevi zararların ödetilmesi istemlerine ilişkindir. Yerel mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalılar tarafından temyiz edilmiştir.Davacılar, kazaya neden olan araçların sürücülerini dava ederek, trafik kazasında desteklerinin ölümü nedeniyle uğradıkları zararın tazminini istemişlerdir. Davalılar, haksız ve yersiz açılan davanın reddini savunmuşlardır.Yerel mahkemece, davalı sürücü ... ile dava dışı sürücü ...'ın sevk ve idarelerindeki araçların karıştığı kaza sonucu desteğin öldüğü kabul edilerek, hesap bilirkişi raporuna göre, davacı ...'in maddi tazminat istemi kısmen kabul edilmiş, ayrıca davacılar lehine manevi tazminata hükmedilmiştir. Dava dilekçesi incelendiğinde; davacılar vekilinin, desteğin içerisinde bulunduğu aracın sürücüsü olarak davalı ...'i gösterdiği, ancak dosya içeriğine göre, araç sürücüsünün davalı ... olmayıp, oğlu olan dava dışı ... olduğu, aracın kayıt malikinin ise davalı ...'in babası olan dava dışı ... olduğu, mahkemece araç sürücüsünün dava dışı ... olduğunun kabul edildiği anlaşılmaktadır.Trafik kazasından kaynaklanan tazminat davalarında, hem sürücü hem de işletenin zarar görene karşı zincirleme biçimde sorumluluğu söz konusudur. Davalı ..., kazaya neden olan aracın sürücüsü olmadığı gibi kayıt maliki de değildir. Bu bakımdan, ne haksız fiil faili olarak ne de 2918 sayılı Yasa'nın 85. maddesi gereğince işleten olarak sorumluluğu bulunmaktadır. Şu halde; araç sürücüsü ve işleteninin dava dışı şahıslar olduğu nazara alındığında, davalı ... hakkındaki istemin taraf sıfatı yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken, adı geçen davalının hükmedilen tazminattan sorumlu tutulması usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bozulması gerekmiştir. 2-Davalılardan ...'nın, temyiz itirazlarına gelince; Davacı taraf, dava dilekçesinde, zararını davalılardan müşterek ve müteselsil sorumluluk esasına göre talep etmemiştir. Şu halde, davalı ...'in, hükme esas alınan kusur bilirkişi raporunda kendisine isabet eden 2/8 kusuru ile orantılı bir biçimde sorumlu tutulması gerekir. Yerel mahkemece, HMK'nun 26. maddesinde belirtilen hakimin taleple bağlı olduğu ilkesini ihlal eder şekilde, davalı ...'in diğer davalı ile birlikte müştereken ve müteselsilen tazminata mahkum edilmesi doğru değildir. Kararın bu nedenle de bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda (1) nolu bentte gösterilen nedenle davalı ... yararına, (2) nolu bentte gösterilen nedenle davalı ... yararına BOZULMASINA, bozma nedenine göre davalıların diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 10/06/2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.