Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 11044 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 958 - Esas Yıl 2016





MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiDavacı ... tarafından, davalı ... aleyhine 13/10/2014 gününde verilen dilekçe ile manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın reddine dair verilen 14/10/2015 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dava, kamu görevlilerinin yetkilerini kullanırken, kusurları sonucu kişilere zarar vermelerinden kaynaklanan manevi tazminat davasıdır. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafça temyiz edilmiştir. Davaya konu edilen olayda; Haydarpaşa Numune Hastanesinde anestezi teknikeri olan davacı, aynı hastanede başhekim olan davalı ...'nun, kendisini disiplin cezası vermekle korkutmaya çalışarak tehdit etmesi ile psikiyatriye sevk edilmesi ve hakkında vesayet davası açılması nedeniyle kişilik haklarının ihlal edildiği iddiasıyla manevi tazminat isteminde bulunmuştur.Davalı, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.Mahkemece, davalının yaptığı idari işlemlerde manevi tazminatı gerektirecek ve davacının kişilik haklarının ihlali sonucunu doğurabilecek herhangi bir tavır ve davranışta bulunduğu ya da hakaret niteliğinde söz sarfedildiği hususu kanıtlanamadığından davanın reddine karar verilmiştir.Kamu görevlilerinin yetkilerini kullanırken veya görevlerini yaparken kişilere zarar vermesi, ilgili kamu kurumunun hizmet kusurunu oluşturur. Bu durumda sorumlu, kamu görevlisinin emrinde çalışmakta olduğu kamu kurumu olup dava o kurum aleyhine açılmalıdır. (TC Anayasası 40/III, 129/V, 657 Sy. K.13, HGK 2011/4-592 E., 2012/25 K. ve KHK) Bu konuda yasal düzenlemeler, emredici hükümler içermektedir. Diğer yandan Sorumluluk Hukukunun temel ilkeleri açısından bakıldığında da bu şekilde düzenlemenin mevzuatta yer almış olması zarar görenin zararının karşılanması yönünde önemli bir teminattır. İstemin ileri sürülüş biçimine göre davacı; açıkça, davalı Başhekim ...'nun hizmet kusuruna dayanmıştır. Devlet hastaneleri, kamusal kurallar çerçevesinde faaliyet göstermekte olup eylem ve işlemleri de kamusal niteliktedir ve kamu hizmeti kavramı çerçevesindedir. Kamu hizmetinin görülmesi sırasında ve hizmet kusurundan doğan zararların gideriminde ise idari yargı görevlidir. (2577 sayılı İYUY. m.2) Anayasa’nın 129/5. maddesi ile 657 sayılı Devlet Memurları Yasası’nın 13/1. Maddesi gereğince; kamu görevlilerinin yetkilerini kullanırken kusurlu eylemleri nedeniyle oluşan zararlardan doğan tazminat davaları, kendilerine rücu edilmek kaydıyla ve yasada gösterilen koşullara uygun olarak, idare aleyhine açılabileceğine göre; adı geçen davalıya husumet tevcih edilmesi doğru değildir. Mahkemece açıklanan yasal düzenlemeler gözetilerek, davalı ... hakkındaki davanın husumet nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı gerekçe ile işin esasına girilerek davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Temyiz edilen kararın yukarıda gösterilen nedenlerle davacı yararına BOZULMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 10/11/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.