Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 11021 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 9725 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiDavacı ... vekili Avukat ... ve Avukat ... tarafından, davalı ... aleyhine 11/02/2014 gününde verilen dilekçe ile haksız şikayet nedeniyle manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın reddine dair verilen 02/06/2015 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekilleri tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dava haksız şikayet nedeniyle oluşan manevi zararın tazmini istemine ilişkindir. Mahkemece dava reddedilmiş; karar, davacı tarafından temyiz edilmiştir.Davacı, .. kadın doğum uzmanı olarak görevli olduğunu, davalının ise aynı hastanenin hasta hakları kurulunda, hasta hakları temsilcisi olduğunu, davalı tarafından .. gönderilen bir dilekçe ile bir komisyon toplantısı sırasında davalıya yönelik tehditte bulunduğunun iddia edildiğini, bu nedenle soruşturma geçirdiğini, yapılan soruşturma sonucunda, ceza verilmesine yer olmadığına karar verildiğini belirterek, vaki haksız şikayet nedeniyle uğradığı manevi zararın tazminini talep etmiştir. .. sayılı dava dosyasında; davalı hakkında davacıya yönelik '' .. '' suçu nedeniyle ceza davası açıldığı, davalının sanık sıfatıyla alınan savunmasında, davacının şikayet konusu sözleri kurul toplantısından 20 gün sonra ikisinin yalnızken konuştuğu bir sırada sarfettiğini beyan etmiş, yargılama sonunda davalının davacıya yönelik '' .. '' eylemi sabit görülerek hakkında mahkumiyetine ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmiştir.Mahkemece, davalının Anayasa'nın 36. maddesinde düzenlenen şikayet hakkını kullanan durumunda olduğunu, bu hakkın hukuken korunabilmesi ve yerinde kullanıldığının kabul edilebilmesi için, şikayet edilenin cezalandırılmasını veya sorumlu tutulmasını gerektirecek yeterli kanıtların olmasının zorunlu olmadığını, şikayeti haklı gösterecek bazı emare ve olguların zayıf ve dolaylı da olsa varlığının yeterli olduğunu, somut olayda davacının kullandığı sözler, davaya konu olayın özellikleri ve gelişim biçimi göz önünde tutulduğunda, davalının şikayet hakkını kullanması bakımından yeterli emarenin var olduğu, belirtilen ilke ve saptanan olgular ışığında, davalı yönünden hukuka uygunluk nedeninin gerçekleştiği kabul edilerek, ispatlanamayan davanın reddine karar verilmiştir. Dosya içerisinde mevcut, .. kararı incelendiğinde; davalının (sanığın) iftira suçunu işlediği sabit görülerek cezalandırılmasına ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği anlaşılmaktadır. Ceza mahkemesinin hükmün açıklanmasının geri bırakılması ile sonuçlanan kararı, kesinleşmiş bir mahkumiyet niteliğinde olmadığı gibi, hukuk hakimini bağlayıcı bir karar da değildir. Diğer yandan, ceza yargılaması neticesinde tesis edilen hükümdeki olayın kabul biçimi ve sübut ile mahkeme kararının gerekçesinde belirttiği hususla uyumlu olmamıştır. Bu nedenlerle, davalının şikayetinin haksız olduğu anlaşıldığından, davacı yararına uygun bir manevi tazminata hükmedilmesi gerekirken, yanılgılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi doğru olmamış, kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda gösterilen nedenlerle BOZULMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 10/11/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.