Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 10829 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 15594 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : Ankara 21. Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ : 20/07/2011NUMARASI : 2002/566-2011/250Davacı Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü vekili Avukat Zühal tarafından, davalı H.. D.. aleyhine 08/07/2002 gününde verilen dilekçe ile alacak istenmesi üzerine yapılan yargılama sonunda; Mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen 20/07/2011 günlü kararın Yargıtay’da duruşmalı olarak incelenmesi davalı vekili, duruşmasız olarak incelenmesi de davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle, daha önceden belirlenen 06/10/2015 duruşma günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davalı vekili Avukat Meral ile karşı taraftan davacı kurum vekili Avukat Zühal geldiler. Açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve hazır bulunanların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra taraflara duruşmanın bittiği bildirildi. Dosyanın görüşülmesine geçildi. Tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü.1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davacının tüm, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir.2- Davalının diğer temyiz itirazına gelince;a) Dava, haksız fiil nedeniyle alacak istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, taraflar vekillerince temyiz edilmiştir.Davacı vekili; uzun yıllardan beri Tenis Federasyonu Genel Sekreterliği yapan davalı hakkında teftiş kurulu başkanlığınca yapılan inceleme sonucunda, yurt içi turnuvalarından alınan katılım ücretleri ve uluslararası federasyondan (ITF) gelen paraları kendi hesabına aldığı ve kural dışı harcadığının tespit edildiğini, çeşitli klüp, kurum ve şahıslardan katılım payı ve reklam bedeli adı ile de topladığı paraları da şahsi hesabına aldığı, ayrıca bütçe imkanları ile bastırdığı tenis el kitabını, Türk Tenisini Geliştirme ve Eğitim Vakfı (TÜTEGEV) hesabından para ödenmiş gibi işlem yaparak bu bedeli de zimmetine geçirdiğini beyan ederek, zimmetine geçirdiği bedellerin davalıdan tahsilini istemiştir.Davalı vekili davanın reddini savunmuştur.Yerel mahkemece son alınan bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.Gerek ceza dosyasında gerekse eldeki dosyada alınan tüm bilirkişi raporlarında, Türkiye Tenis Federasyonu faaliyetleri ile ilgili olarak hem davalı adına, hem de Tenis Federasyonu adına açılan hesaplara yatırılan miktarlar tespit edilerek davalının uhdesinde bulunan zimmet miktarı belirlenmiş, bu tutardan davalı tarafından ibraz edilen harcama belgelerinden usulüne uygun olarak görülenlerin miktarı düşülerek davacı kurumun zararı hesaplanmıştır. Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda ise davalı tarafından sunulan 2000 yılına ait harcama belgeleri hiç gözetilmemiş, tamamen davacı kurumca yapılan inceleme sırasında müfettiş tarafından usulüne uygun olduğu belirlenen giderlerin zimmet hesabından düşüldüğü görülmüştür. Oysa ki davalı, müfettiş incelemesinden sonra ceza davası sırasında 2000 yılı ve diğer yıllara ait yeni harcama belgeleri sunmuş olup bilirkişilerce bu belgelerin değerlendirilmemesi doğru değildir. Bu kapsamda mahkemece kabul gören bilirkişi raporu yanılgılı olduğundan hükme esas alınamaz. Mahkemece, ceza davası sırasında sunulan ve bu dosya içerisinde de bulunan tüm harcama belgelerinin gözetilerek, açıklayıcı ve denetime elverişli yeni bir bilirkişi raporu alınması için kararın bozulması gerekmiştir.b) Davacı tarafça, mal beyanları arasında çelişki ve karışıklık bulunduğu, davalının zimmetine geçirdiği paralarla edindiği malları eşinin üzerine yaptığı iddia edilerek davalının eşinin malları ve banka hesapları üzerine de ihtiyati tedbir konulması talep edilmiş, mahkemece de bu talep kabul edilmiştir.3628 sayılı Mal Bildiriminde Bulunulması, Rüşvet Ve Yolsuzluklarla Mücadele Kanununun 14. maddesine göre, haksız edinilmiş olan malların zoralımına hükmolunur. Bu malların elde edilememesi veya bir malın tümünün haksız mal edinme konusu teşkil etmemesi sebepleri ile zoralımın mümkün olmadığı hallerde haksız edinilen değere eşit bedelinin hazineye ödenmesine karar verilir. Bu bedel, Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümlerine göre tahsil olunur.Aynı Kanunun 19/2 fıkrasında; "Cumhuriyet Savcısı soruşturmaya başladığında ihbarı doğrulayan emareler bulduğu takdirde sanıktan, haksız edinilen malın kaçırıldığı yolunda delil ve emare elde edildiği takdirde sanığın ikinci dereceye kadar kan ve sıhri hısımları ile gelini ve damadından mal bildiriminde bulunmalarını ister. Bu istemin sanığa ve diğer ilgililere ulaştığı tarihten itibaren yedi gün içinde Cumhuriyet Savcısına mal bildiriminin verilmesi zorunludur. Soruşturmanın müfettiş veya muhakkik tarafından yapılması halinde müfettiş veya muhakkik de sanıktan ve yukarıda sayılan ilgililerden mal bildirimi isteminde bulunurlar. Bu istemin sanık ve ilgililere ulaştığı tarihten itibaren yedi gün içinde müfettiş veya muhakkike mal bildiriminin verilmesi keza zorunludur.19/son fıkrasında ise. "Cumhuriyet Savcısı, kamu davası açılmadan önce haksız edinildiği yolunda delil veya emare elde edilen para veya mal ile ilgili tedbirin alınmasını görevli mahkemeden veya para veya malın bulunduğu yer hukuk mahkemesinden isteyebilir" hükümlerine yer verildiği;Bu durumda davalı hakkında yürütülen soruşturma ve kovuşturma aşamasında, dava dışı boşandığı eşi hakkında 3628 sayılı yasa gereğince bir isnatta bulunulmadığı, bu yasa gereğince hakkında açılan bir ceza davası olmadığı, eldeki davada da, davalının boşandığı dava dışı eşi hakkında, dava konusu edilen ve zimmete geçirildiği iddia edilen paralarla bu kişinin haksız mal edindiği iddiası ile aleyhine dava açılmadığına göre dava dışı eşin malları ve banka hesapları üzerine ihtiyati tedbir konulması doğru değildir. Bu nedenle de kararın bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Temyiz edilen kararın yukarıda (2/a-b) no'lu bentte gösterilen nedenlerle davalı yararına BOZULMASINA, davacının tüm, davalının diğer temyiz itirazlarının (1) no'lu bentte açıklanan nedenle reddine ve davalı yararına takdir olunan 1.100,00 TL duruşma avukatlık ücretinin davacıya yükletilmesine, davalıdan peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 06/10/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.