MAHKEMESİ : İstanbul 2. Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ : 09/05/2013NUMARASI : 2006/324-2013/181Davacı D.. T.. ve diğeri vekili Avukat A. . M.. tarafından, davalı D.. O.. aleyhine 20/11/2006 gününde verilen dilekçe ile iddia ve savunma sınırının aşılması nedeniyle manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 09/05/2013 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dava, iddia ve savunma sınırlarının aşılması yoluyla kişilik haklarına saldırıdan dolayı uğranılan manevi zararın ödetilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir. Noter ve yetkili katibi olan davacılar, dava dışı B. A.. ve M. O. A.. arasında 18/10/2002 tarihinde düzenlenen düzenleme şeklindeki mal rejimi sözleşmesinin davacılardan İ.. C.. tarafından adreste usulüne uygun olarak düzenlediğini, B. A.. vekili olan davalı tarafından, M. A.. ile davacı Beşiktaş .. Noteri olan D.. T..'ın davalı olarak gösterilerek mal ayrılığı sözleşmesinin iptali davası açıldığını, davalı avukatın dava dilekçesinde ve cevap dilekçelerinde şahıslarına ve mesleki onurlarına alenen hakarette bulunduğunu ileri sürerek kişilik değerlerine saldırı nedeniyle manevi tazminat talebinde bulunmuşlardır. Davalı, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda; dava dışı B. A.. tarafından davalı avukat aracılığıyla açılan mal ayrılığı sözleşmesinin iptali davasında, Beşiktaş ... Noteri D.. T..'ın taraf olarak gösterildiğini, iddialarının mahkemece kabul görmediği ve davanın reddedildiğini, davalı D.. O..'ın avukat olarak müvekkilinin iddialarını hukuki kalıpta uygun cümlelerle dilekçe haline getirmekle sorumlu olduğu, kullandığı cümlelerin noter olarak görev yapan D.. T.. ile noter katibi olarak işlemi yapan İ.. C..'ın kişilik haklarına haksız saldırı sayılacağı kabul edilerek davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Dosya kapsamından; kişilik haklarına saldırı olduğu kabul edilen ifadelerin rastgele ortaya atılmadığı, mal ayrılığı sözleşmesinin iptali davasının hukuki gerekçesini oluşturduğu anlaşılmaktadır. Aynı zamanda davalının müvekilli olan B. A..'ın şikayeti üzerine, adli makamlar tarafından iddialar ciddi bulunarak davacıların da aralarında bulunduğu şahıslar hakkında "resmi evrakta sahtecilik ve dolandırıcılık" suçundan kamu davası açılmıştır.Savunma hakkının üstünlüğü ilkesi gereğince, davanın görülmesi sırasında tarafların veya avukatlarının mahkemeye sundukları dilekçeler, kanıtlar veya yaptıkları açıklamalar savunma sınırlarını aşmadığı takdirde Borçlar Yasası'nın 49. maddesi kapsamında değerlendirilemez ve haksız eylem olarak nitelendirilmez.Mahkemece, mal ayrılığı sözleşmesinin gerekçesi olarak iddia ve savunma sınırları içerisinde sunulan kanıtların davacının kişilik haklarına saldırı oluşturmayacağı benimsenerek istemin tümden reddedilmesi gerekirken, yerinde olmayan yazılı gerekçeyle, davalıların manevi tazminat ile sorumlu tutulmuş olmaları usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, bozma nedenine göre davalının diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 26/06/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.