Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 10603 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 9424 - Esas Yıl 2015
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacılar ... ve diğerleri vekili Avukat ... tarafından, davalılar ... ve diğerleri aleyhine 28/01/2014 gününde verilen dilekçe ile tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 02/12/2014 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacılar ve davalılar vekilleri tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. 1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davalıların tüm, davacıların aşağıdaki bendin dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir. 2- Davacıların diğer temyiz itirazlarına gelince; a) Dava, haksız fiil nedeniyle uğranılan maddi ve manevi zararın tazminine ilişkindir. Mahkemece, manevi tazminat isteminin kısmen kabulüne, maddi tazminat talebinin ise reddine karar verilmiş; hüküm, taraflar vekillerince temyiz edilmiştir. Davacılar; çocukları ...'ye karşı davalı ...'in cinsel istismar suçunu gerçekleştirdiğini, çocuklarının ruh sağlığının bozulduğunu, eğitiminin aksadığını, tüm geleceğinin mahva uğradığını belirterek çocuklarının ve kendilerinin uğramış oldukları manevi ve maddi zararın tazminini talep etmişlerdir. Mahkemece; davacıların maddi tazminata ilişkin talepleriyle ilgili olarak, bu konuda herhangi bir belge sunmadıkları, maddi tazminat taleplerini kanıtlayamadıkları gerekçesiyle istemin reddine, manevi tazminat istemlerinin ise kısmen kabulüne karar verilmiştir.Borçlar Kanunu'nun 47 (TBK 56) maddesi gereğince hakimin, özel durumları gözönünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği para tutarı adalete uygun olmalıdır. Takdir edilecek bu tutar, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir işlevi (fonksiyonu) olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi mal varlığı hukukuna ilişkin bir zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek tutar, var olan durumda elde edilmek istenilen doyum (tatmin) duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22/06/1966 gün ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı'nın gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel durum ve koşullar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim, bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde nesnel (objektif) ölçülere göre uygun bir biçimde göstermelidir. Dosya kapsamından, olayın oluş şekli, mağdur ...'nin adli tıp raporunda belirlenen durumu, olay tarihi, olay tarihinde davacı küçüğün yaşı ve yukarıdaki ilkeler nazara alındığında, davacılar yararına hükmedilen manevi tazminat miktarları azdır. Daha üst düzeyde manevi tazminata hükmedilmelidir. b) Dosya kapsamından, davacıların maddi zararlarının olduğunu belirterek maddi tazminat isteminde bulundukları fakat zarara ilişkin herhangi bir belge sunmadıkları anlaşılmaktadır. Şu durumda; her ne kadar davacılar maddi tazminat isteklerini belgelendirmemişlerse de BK'nın 42. maddesi (TBK 50. maddesi) uyarınca hakkaniyet ölçüsünde ve olayın oluşuna uygun bir maddi tazminata karar verilmesi gerekmektedir. Maddi tazminat isteminin kanıtlanamadığı gerekçesiyle tümden reddine karar verilmiş olması doğru değildir. SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda (2/a-b) sayılı bentte gösterilen nedenlerle davacılar yararına BOZULMASINA, davalıların tüm, davacıların diğer temyiz itirazlarının (1) sayılı bentte gösterilen nedenlerle reddine ve davacılardan peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 31/10/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.