Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 10598 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 15330 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ : İstanbul 17. Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ : 19/06/2013NUMARASI : 2011/132-2013/318Davacı M.. U.. vekili Avukat M. Ö..tarafından, davalılar K.. K.. vd aleyhine 06/04/2011 gününde verilen dilekçe ile manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 19/06/2013 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalılar vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddolunmalıdır. 2-Diğer temyiz itirazlarına gelince; dava, haksız şikayet nedeni ile uğranılan manevi zararın ödetilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece istemin bir bölümü kabul edilmiş; karar, davalılar tarafından temyiz edilmiştir.Davacı, davalıların kendisi hakkında, sayısız defa şikayet dilekçeleri verdiklerini, tümünün sonuçsuz kaldığını, haksız şikayetler nedeni ile kişilik haklarının zedelendiğini iddia ederek 15.000 TL manevi tazminat ödetilmesini istemiştir.Davalılar, davanın reddi gerektiğini savunmuşlardır.Mahkemece, davalıların aynı olay ile ilgili devlet kurumlarına çok fazla sayıda şikayet dilekçesi vermelerinin hakkın kötüye kullanımı olduğu gerekçesi ile 10.000 TL manevi tazminat ödetilmesine karar verilmiştir.Kişilik hakları hukuka aykırı olarak saldırıya uğrayan kimse manevi tazminat ödetilmesini isteyebilir. Yargıç, manevi tazminatın tutarını belirlerken, saldırı oluşturan eylem ve olayın özelliği yanında tarafların kusur oranını, sıfatını, işgal ettikleri makamı ve diğer sosyal ve ekonomik durumlarını da dikkate almalıdır. Tutarın belirlenmesinde her olaya göre değişebilecek özel durum ve koşulların bulunacağı da gözetilerek takdir hakkını etkileyecek nedenleri karar yerinde nesnel (objektif) olarak göstermelidir. Çünkü yasanın takdir hakkı verdiği durumlarda yargıcın, hukuk ve adalete uygun (hak ve nasfetle) karar vereceği Medeni Yasa'nın 4. maddesinde belirtilmiştir. Takdir edilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir işlevi (fonksiyonu) olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi malvarlığı hukukuna ilişkin bir zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek tutar, var olan durumda elde edilmek istenilen doyum (tatmin) duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. Somut olaya gelince; taraflar arasındaki olayların gelişim biçimi, tarihi, tarafların sıfatı, davacı ile davalıların ekonomik ve sosyal durumları ile yukarıda anılan ilkeler gözetildiğinde davacı yararına takdir edilen manevi tazminat tutarı fazladır. Daha alt düzeyde manevi tazminat takdir edilmek üzere kararın bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda (2) nolu bentte gösterilen nedenle bozulmasına, davalıların öteki temyiz itirazlarının ilk bentteki nedenlerle reddine ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 26/06/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.