Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 10573 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 7791 - Esas Yıl 2016





MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı ... vekili Avukat .. tarafından, davalılar .. ve diğerleri aleyhine 07/01/2005 gününde verilen dilekçe ile manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 16/10/2008 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı ve davalılardan .... vekilleri tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davacının tüm, davalılar .. . ve ...’ın aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir.2- Davalılar .. ve ...’ın diğer temyiz itirazlarına gelince;Dava, kişilik haklarına saldırıdan dolayı uğranılan manevi zararın ödetilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece, istemin bir bölümü kabul edilmiş, karar, davacı ve davalılar .. ve ... tarafından temyiz olunmuştur.Toplanan delillerden davalı ...'nın davalı bankanın teftiş kurulunda görevli müfettiş olduğu ve bankanın .. şubesinde gerçekleşen yolsuzluk olaylarını soruşturmakla görevlendirilmesi üzerine 25/08/2004 günlü soruşturma raporunu hazırladığı, bu raporun kendisine verilen bilgi, belge ve duyumlar üzerine görevi gereği hazırlandığı, ayrıca raporun banka yönünden bağlayıcılığının olmadığı hususları dikkate alınarak manevi tazminat isteminin tümden reddi gerekirse de, mahkemece Yargıtay 7. Hukuk Dairesinin 2008/517 esas, 2008/1226 karar sayılı bozma ilamına uyularak karar verilmesi ve bu durumun davacı yönünden usuli kazanılmış hak oluşturmasından dolayı bu konuya değinilmekle yetinilmiştir. Türk Borçlar Kanunu’nun 58. maddesi (818 sayılı BK 49. maddesi) hükmüne göre kişilik hakları hukuka aykırı olarak saldırıya uğrayan kimse manevi tazminata hükmedilmesini isteyebilir. Hakim manevi tazminatın miktarını tayin ederken saldırı teşkil eden eylem ve olayın özelliği yanında tarafların kusur oranını, sıfatını, işgal ettikleri makamı ve diğer sosyal ve ekonomik durumlarını da dikkate almalıdır. Miktarın belirlenmesinde her olaya göre değişebilecek özel hal ve şartların bulunacağı da gözetilerek takdir hakkını etkileyecek nedenleri karar yerinde objektif olarak göstermelidir. Çünkü kanunun takdir hakkı verdiği hususlarda hakimin hukuka ve hakkaniyete göre hüküm vereceği Türk Medeni Kanunu’nun 4. maddesinde belirtilmiştir. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi mal varlığı hukukuna ilişkin bir zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. Somut olaya gelince, taraflar arasındaki olayın gelişim biçimi, olayın şekli, kullanılan ifadeler, olay tarihi ve yukarıda anılan ilkeler gözetildiğinde davacılar yararına takdir olunan manevi tazminat tutarı fazladır. Daha alt düzeyde manevi tazminat takdir edilmek üzere kararın bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda (2) sayılı bentte gösterilen nedenlerle davalılar yararına BOZULMASINA, davacının tüm, davalıların ise diğer temyiz itirazlarının (1) sayılı bentte gösterilen nedenlerle reddine ve temyiz eden davalılardan peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 27/10/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.