Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 10567 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 10898 - Esas Yıl 2016





MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Davacı ... vekili Avukat .. tarafından, davalılar ... ve ... aleyhine 03/05/2005 gününde verilen dilekçe ile tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın ... yönünden kabulüne, diğer davalı ... yönünden ise kısmen kabulüne dair verilen 26/02/2015 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili ve davalılardan ... vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. 1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davalının tüm, davacının ise aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir. 2- Davacının diğer temyiz itirazlarına gelince; Dava, faiz alacağı istemine ilişkindir. Mahkemece davanın davalılardan ... yönünden kabulüne, davalılardan ... yönünden kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm davacı vekili ve davalılardan ... tarafından temyiz edilmiştir. Davacı; olay tarihinde davacı kurumda tahakkuk memuru ve mutemet olarak çalışan davalıların ücret bordrolarında kesilen paraları zimmetlerine geçirdiklerini, davalıların zimmetlerine geçirdikleri sabit olan ana parayı ödediklerini, ancak anılan paraların zimmete geçirildiği tarihten itibaren avans faizlerini ödemediklerini belirterek işlemiş faiz alacağını dava konusu yapmış, ayrıca dava konusu miktara avans faizi yürütülmesini de istemiştir. Davalılar, davanın reddedilmesi gerektiğini savunmuşlardır. Mahkemece, faiz alacağına hükmolunmuş, fakat hükmolunan alacaklara faiz yürütülmesi istemi ise faize faiz verilemeyeceği gerekçesiyle reddedilmiştir. Dosya incelendiğinde, davacı işlemiş faiz alacağını harç yatırarak dava konusu yaptığına göre bu davadaki müddeabihin, asıl alacağın faizi değil ayrı bir alacak niteliğinde olduğu kabul edilmelidir. Asıl alacaktan bağımsız olarak faiz alacağı için ayrı bir dava açıldığına göre dava konusu miktara dava tarihinden itibaren yasal faiz yürütülmesi gerekirken mahkemece isteme ilişkin bu bölümünün reddedilmesi doğru değildir. Kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda (2) sayılı bentte belirtilen nedenlerle davacı yararına BOZULMASINA, davalının tüm, davacının diğer temyiz itirazlarının ise (1) sayılı bentte açıklanan nedenlerle reddine ve davacıdan peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 27/10/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.