MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiDavacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı ... aleyhine 04/11/2008 gününde verilen dilekçe ile el atmanın önlenmesi ve maddi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; müdahalenin meni yönünden karar verilmesine yer olmadığına ve davanın tazminat talebi yönünden kabulüne dair verilen 12/04/2012 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dava, haksız eylemden kaynaklanan maddi tazminat ve el atmanın önlenmesi istemine ilişkindir. Yerel mahkemece, maddi tazminat isteminin kabulüne, el atmanın önlenmesi istemi hakkında ise karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir. Davacılar, bina inşa edecekleri taşınmazdan Aski'ye ait su borusunun geçmesinden dolayı inşaat ruhsatı alamadıklarını, bu nedenle inşaata başlayamadıklarını belirterek, mahrum kaldıkları kira gelirinin tazminini ve el atmanın önlenmesini talep etmişlerdir.Davalı, inşaat ruhsatı çıkartılmadan inşaata başlanmasının mümkün olmadığını, bu bakımdan kira gelir kaybının olmadığını belirterek, davanın reddini savunmuştur.Yerel mahkemece, bilirkişi raporuna göre, kira gelir kaybına yönelik maddi tazminat isteminin kabulüne karar verilmiş, yargılamanın devamı esnasında su borusu kaldırıldığından dolayı el atmanın önlenmesi istemi hakkında hüküm verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir. Dosya içeriğinden, davacı müteahhit ... ile diğer davacılar arasında akdedilen 03.12.2007 tarihli kat karşılığı inşaat yapım sözleşmesi uyarınca taşınmaz üzerine inşa edilecek binanın mimari projesinin 11.04.2008 tarihinde tasdik edildiği, davacı ...'nin inşaat ruhsat harcını 22.04.2008 tarihinde yatırdığı, aynı tarihli başvuru üzerine 25.04.2008 tarihinde davacıya temel kazı izni verildiği, ancak su borusundan dolayı inşaata başlayamadığından bahisle davacının 18.09.2008 tarihli dilekçesi ile, bu taşınmaz için yatırılan ruhsat harcının başka bir taşınmaza devredilmesini talep ettiği, istem uyarınca ruhsat harcının başka bir taşınmaza aktarıldığı, en son 18.03.2009 tarihli harçlandırılmış ruhsat talep dilekçesine istinaden 19.03.2009 tarihinde inşaat ruhsatının verildiği, 02.04.2009 tarihinde de taşınmazdan su borusunun kaldırıldığı anlaşılmaktadır. Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporu, bir takım varsayımlar üzerinden tanzim edilmiş, dava konusu zararın davalının eyleminden kaynaklanıp kaynaklanmadığı konusunda yeterli kesinlik içermemektedir. Şöyle ki, bilirkişi raporunda; davacının, davalı idareye yönelik 28.03.2008 tarihli başvurusunun, taşınmazdan su borusunun kaldırılmasına yönelik olduğu, davacının ruhsat harcını yatırdığı 22.04.2008 tarihinde belediyeden ayrıca ruhsat talebinde bulunduğu, taşınmazdan su borusu geçtiğinden dolayı ruhsat talebinin belediye tarafından reddedildiği varsayılmış, ruhsat başvuru tarihinin üzerine 30 günlük ruhsat verme süresi ilave edilerek bu tarih ile ruhsat talebinden vazgeçme tarihi arasındaki süre üzerinden kira gelir kaybı hesaplanmıştır. Bilirkişi raporunun bu şekilde bir takım varsayımlara dayanmasına rağmen, mahkemece bu varsayımların gerçek olup olmadığı araştırılmamış, rapor aynen hükme esas alınmıştır. Yasal mevzuat gereği, davacılardan ...'nin, inşaat ruhsatı almadan bina inşa etmesinin mümkün olmadığı, ancak davalı idarenin talep olmasına rağmen makul sürede kaldırmadığı su borusundan dolayı, davacının ruhsat talebinin reddedilmesi durumunda, davacıların ileriye dönük kira gelir kayıplarının tazminini isteyebilecekleri kabul edilmelidir. Şu halde; davacılardan ...'nin, davalı idareden taşınmazdaki su borusunun kaldırılmasına yönelik bir isteminin olup olmadığı, harç yatırmasının yanı sıra açıkça ruhsat talebinde bulunup bulunmadığı, varsa böyle bir talep hakkında belediyenin ne tür bir karar verdiği, su borsunun geçmesini ruhsat verilmesine engel görüp görmediği ilgili kurumlardan araştırılarak varılacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, bozma nedenine göre davalının diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 03/06/2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.