MAHKEMESİ : Bursa 4. Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ : 28/02/2014NUMARASI : 2013/1076-2014/236Davacı H.. Ö.. vekili Avukat A. Ç..tarafından, davalı Türk Telekomünikasyon A.Ş aleyhine 14/02/2012 gününde verilen dilekçe ile haksız icra takibine dayalı manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın reddine dair verilen 28/02/2014 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dava, haksız icra takibine dayalı manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.Davacı, 2003 yılında nüfus cüzdanını kaybettiğini, tespit edilemeyen dava dışı kişilerin davalı kuruma başvurarak adına telefon hattı aldıklarını, davalının kendisi hakkında icra takipleri yaptığını, abonelik sözleşmesi imzalamadığını, kimliğini kaybettiğine ilişkin başvurularına rağmen takiblere devam edildiğini, Tüketici Mahkemesinde borçlu olmadığının tespit edilerek kararın kesinleştiğini, icra takipleri nedeniyle kredi kullanamadığını, haciz baskısı altında kaldığını beyan ederek manevi zararının tazminini istemiştir.Davalı, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.Mahkemece, davacı hakkında icra takibi yapılmış ise de, bu takipte davacı-borçlunun evinde veya işyerinde herhangi bir haciz işlemi yapılmadığı, manevi tazminat şartlarının oluşmadığı şeklindeki gerekçe ile davanın reddine karar verilmiştir.Dosya kapsamından davacı hakkında davalının 2004 ve 2008 yıllarında 2 ayrı icra takibinin yapıldığı, davacının tüketici mahkemesinde açtığı menfi tespit davasının kabul edilerek borçlu olmadığının tespit edildiği ve kararın 03/11/2011 gününde onanarak kesinleştiği, davacının davalı kurumdan telefon hattı talebinin borçlu olduğu belirtilerek kabul edilmediği, davacı hakkında emniyet vasıtasıyla adres araştırması yapıldığı, böylece davacının bir süre haciz baskısı altında kaldığı tanık beyanları ile de davacının mağdur edildiği anlaşılmaktadır. Mahkemenin davanın reddine ilişkin gerekçesi tazminatın miktarının belirlenmesinde etkili olabilir. Şu durumda, hakkındaki icra takipleri nedeniyle davacının kişilik haklarının ihlal edildiği kabul edilerek uygun bir miktarda manevi tazminata hükmedilmesi gerekirken istemin tümden reddedilmiş olması doğru görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ: Temyiz edilen kararın yukarıda açıklanan nedenle BOZULMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 25/06/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.