Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 10522 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 8520 - Esas Yıl 2016





MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiDavacı .... vekili Avukat ... tarafından, davalı ... aleyhine 25/06/2009 gününde verilen dilekçe ile itirazın iptali, davacı ... . vekili Avukat ... tarafından, davalı .... aleyhine 09/11/2009 gününde verilen dilekçe ile menfi tespit istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; asıl davanın kabulüne, birleşen davanın reddine dair verilen 15/09/2015 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi taraf vekillerince süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. 1-Dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına, delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacı-birleşen dosya davalısının tüm, davalı-birleşen dosya davacısının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir.2-Davalı-birleşen dosya davacısının diğer temyiz itirazına gelince;Asıl dava, itirazın iptali, birleşen dava ise menfi tespit istemine ilişkindir. Mahkemece, asıl davanın kabulüne, birleşen davanın reddine karar verilmiş; hüküm, taraflarca temyiz edilmiştir. Asıl davada davacı ...., davalı tarafından yapılan kazı çalışmaları sırasında şirkete ait yer altı tesislerine zarar verildiğini, hasar ve keşif tutanakları ile belirlenen tazminat miktarının tahsili için davalı aleyhine girişilen icra takibinin davalının itirazı üzerine durduğunu belirterek itirazın iptalini, birleşen davada davacı ... aynı olay nedeniyle borçlu olmadığının tespitini talep etmiştir. Mahkemece, 14/12/2010 tarihli bilirkişi raporu hükme esas alınarak asıl davanın kabulüne, birleşen davanın reddine karar verilmiştir. Olay tarihinde yürürlükte bulunan 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 42. maddesi gereğince maddi tazminatın kapsamı gerçek zarar ile sınırlıdır.Dosya arasındaki bilgi ve belgelerden, davacı ....'nin isteminin kazı sırasında zarar gören yer altı tesisinin onarımı için yapılan harcamaya ilişkin olduğu anlaşılmaktadır. Davacı, bir anonim şirkettir. Şirket faaliyetinin devamlılığının sağlanması için sürekli olarak istihdam ettiği işçileri ve araçları bulunmaktadır. Davacının kendi işçileri ve araçlarına ilişkin giderleri şirketin faaliyetinin devamlılığı için yapmak zorunda olduğu genel idare giderleri kapsamındadır.Şu durumda, davacı şirketin dava konusu hasarın giderilmesi için özel olarak işçi tutup, araç temin ederek harcama yapıp yapmadığı araştırılmadan, bu konuda davacı tarafın delilleri sorulup toplanmadan hüküm kurulması doğru değildir. Diğer yandan; hükme esas alınan 14/12/2010 tarihli bilirkişi raporu da hüküm kurmaya ve denetime elverişli bulunmamaktadır. 818 sayılı BK'nun 42. maddesi gereğince davacı şirketin gerçek zararı tespit edilmeli, uyuşmazlık haksız fiile dayandığından olay tarihlerinden takip tarihine kadar işlemiş faiz hesaplanmalı, mahkemenin ve Yargıtay'ın denetimine elverişli bilirkişi raporu alınmalıdır. Kararın gösterilen nedenlerle bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Temyiz edilen kararın, yukarıda (2) numaralı bentte gösterilen nedenlerle davalı-birleşen dosya davacısı .... Şti. yararına BOZULMASINA, davacı-birleşen dosya davalısının tüm, davalı-birleşen dosya davacısının diğer temyiz itirazlarının (1) numaralı bentte gösterilen nedenlerle reddine ve davalı - birleşen dosyanın davacısından peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 27/10/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.