MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiDavacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı ... ve diğerleri aleyhine 06/03/2008 gününde verilen dilekçe ile maddi ve manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davalı ... aleyhine açılan davanın husumet yönünden reddine, davalılar ... ve ... aleyhine açılan davanın kısmen kabulüne dair verilen 21/09/2011 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalı ... vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dava, trafik kazası nedeni ile uğranılan maddi ve manevi zararların tazmini istemlerine ilişkindir. Mahkemece davalı ... aleyhine açılan davanın husumet nedeni ile reddine, davalılar ... ve ... aleyhine açılan davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı ... tarafından temyiz edilmiştir.Yanlar arasındaki yapılan yargılamanın son oturumunda hüküm olarak (...Davalı ..... poliçe limiti olan 80.000,00 TL ve dava tarihinden itibaren faizle sorumlu olmak üzere iş gücü kaybından doğan tazminata ilişkin davanın kabulüne; tedavi giderine ilişkin davanın 270,00 TL'lik kısmının kabulüne; manevi tazminata ilişkin davanın 10.000,00 TL'lik kısmının kabulüne) karar verilmişken daha sonra yazılan gerekçeli kararda (...Davalı ... poliçe limiti olan 80.000,00 TL ve dava tarihinden itibaren faizle sorumlu olmak üzere iş gücü kaybından doğan tazminata ilişkin davanın kabulü ile 40.699,80 TL'nın; tedavi giderine ilişkin davanın kısmen kabulü ile 270,00 TL'nın 20.09.2007 tarihinden başlayacak yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, fazla isteğin reddine; manevi tazminata ilişkin davanın kısmen kabulü ile 10.000,00 TL'nın 20.09.2007 tarihinden başlayacak yasal faizi ile birlikte davalı ...’ndan alınarak davacıya verilmesine, fazla isteğin reddine) karar verilmiş ve böylece kısa kararla gerekçeli karar arasında açık bir çelişki ortaya çıkmıştır.Böyle bir durumun bozma nedeni oluşturacağına ve bozmadan sonra mahkemenin önceki kısa kararla bağlı olmaksızın çelişkiyi giderme koşuluyla vicdani kanaatine göre karar verebileceğine, Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kurulu’nca 10/04/1992 gün ve 7/4 sayıyla karar verilmiştir. Şu halde, karar belirtilen nedenle bozulmalıdır. SONUÇ: Temyiz edilen kararın açıklanan nedenle BOZULMASINA, bozma biçimine göre davalı ...'nun diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 03/06/2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.