Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 10516 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 7108 - Esas Yıl 2016





MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalılar ... ve diğerleri aleyhine 08/05/2015 gününde verilen dilekçe ile manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine dair verilen 09/12/2015 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dava, manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. Davacı, polis kolejinde öğrenci olduğunu, tarafını ilgilendiren yönetmelik değişikliğinin iptali amacıyla Danıştay Başkanlığı nezdinde dava açtığını, Danıştay 8. Dairesince yürütmeyi durdurma kararı verildiğini, ancak davacının fakülteye kaydını yapmakla görevli sıralı memurlar olan davalılar tarafından, fakülteye kaydının yapılmadığını, mahkeme kararının uygulanmadığını, eğitim ve öğretim hakkının engellendiğini belirterek manevi tazminat talep etmiştir. Davalılar, davanın reddedilmesi gerektiğini savunmuşlardır. Mahkemece, Anayasa'nın 129/5. ve İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 28/4. maddeleri uyarınca, yürütmenin durdurulması kararının uygulanmamasından kaynaklanan tazminat davasının, idare aleyhine tam yargı davası niteliğinde ve idare mahkemelerinde açılabileceği, davaya bakmanın mahkemenin görevine girmediği gerekçesi ile HMK'nın 114/1-b ve 115/2. maddeleri uyarınca dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmiştir. İdari yargı yerlerinde açılacak davalarda husumetin kimlere yöneltileceğine ilişkin 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Yasası'nın 2. maddesi gereğince, idari yargı yerlerinde ancak ilgili idare kurumu dava edilebilir. Bu yasal düzenlemeye göre, gerçek ve özel hukuk tüzel kişileri aleyhine idare mahkemelerinde dava açılamaz. Davacı, davasını gerçek kişi olan davalılara yönelttiğine göre, davanın görüm yeri adli yargıdır. İdari yargı yerine görevsizlik verilmesi doğru değildir. Açıklanan nedenlerle kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Temyiz edilen kararın yukarıda gösterilen nedenle BOZULMASINA, bozma nedenine göre davacının diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 27/10/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.