Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 10419 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 8547 - Esas Yıl 2015
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiDavacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalılar .. aleyhine 20/06/2014 gününde verilen dilekçe ile araç kaydının silinmesinin istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kabulüne dair verilen 16/04/2015 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalı .. vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.Dava, araç kaydının silinmesi istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı .. tarafından temyiz edilmiştir.Davacı, adına kayıtlı .. plakalı .. marka kamyonunun idarece müsadere edildiğini ve 1981 tarihinde makbuz karşılığında satıldığını, 2000 - 2006 yıllarına ait motorlu taşıtlar vergilerinin terkini ile mükellefiyet tesisinin silinmesi için idareye başvurduğunu, ancak vergi borçlarının terkin edilmediğini, bu sebeple araç kaydının silinmesini istemiştir. Davalı .. yapılan işlemlerin mevzuata uygun olduğunu belirterek davanın reddedilmesi gerektiğini savunmuştur.Mahkemece, davacı adına kayıtlı .. plakalı kamyonun .. müsadere edilerek 03/07/1981 tarihinde .. isimli şahsa satıldığı, gelir vergisi mükellefiyet kaydının da bu tarih itibariyle terkin edildiği, bu tarihten itibaren .. plakalı aracın davacının mülkiyetinde olmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.Dosya kapsamından; davacının, davaya konu araç ile ilgili olarak vergi tahakkuk ettirilmesi nedeniyle, tesis edilen bu işleme karşı delil ve dayanak olması için adına olan araç kaydının silinmesi ve araçla bir ilgisinin olmadığının tespiti istemlerinde bulunduğu anlaşılmaktadır. Araçların trafik kayıtlarının tutulması idarenin yetkisinde olup, bunlara ilişkin istemlerin de idari makamlar tarafından değerlendirilmesi ve bu işlemlere karşı idari yargı yoluna başvurulması gerekir. Somut olayda davacı; idari kurumlara sunulduğunda, idareyi belli doğrultuda zorlayıcı ve bağlayıcı işlem yapmaya yöneltecek bir karar verilmesini istediğine göre, istemin niteliği gereği uyuşmazlığın görüm ve çözüm yerinin idari yargı yeri olduğu sonucuna varılmaktadır. Mahkemece, yargı yolu bakımından mahkemenin görevsizliği nedeniyle dava dilekçesinin reddine karar verilmesi gerekirken, davanın kabulüne karar verilmiş olması doğru olmadığından kararın bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Temyiz edilen kararın yukarıda gösterilen nedenlerle BOZULMASINA, bozma nedenine göre davalı .. diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına 25/10/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.