MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı ... aleyhine 28/12/2010 gününde verilen dilekçe ile haksız fiil nedeniyle maddi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kabulüne dair verilen 28/04/2011 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalı tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki temyiz itirazları reddedilmelidir.2-Davalının diğer temyiz itirazlarına gelince;Dava, haksız fiil nedeniyle tazminat ödetilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece istem kabul edilmiş; karar davalı tarafından temyiz edilmiştir.Davacı, davalının askerlik hizmetini yaptığı sırada kantin sorumlusu olarak görevlendirildiğini, görevi sırasında yapılan sayım sonucu kasa hesaplarında 5.262,62 TL açık çıkması nedeniyle davalı hakkında askeri mahkemede zimmet suçundan dava açıldığını, 5.262,62 TL'nin davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.Davalı, hakkındaki ceza davasının düştüğünü, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.Mahkemece, ceza dosyasında belirlenen maddi olgular gerekçe gösterilerek davanın kabulüne karar verilmiştir.Dosyadaki bilgi ve belgelerden; davalının askerlik görevi sırasında zimmet iddiasıyla Askeri mahkemede yargılandığı, zimmet suçundan verilen mahkumiyet kararının, eksik soruşturma nedeniyle Askeri Yargıtayca bozulduğu ve sonuç olarak davalı hakkındaki ceza davasının zamanaşımının dolması nedeniyle düşmesine karar verildiği anlaşılmıştır.Rücunun amacı, birlikte sorumlular arasında hakkaniyete göre denge kurmaktır. BK'nun 50. maddesi, hakimin takdirini temel almıştır. Anılan madde buyruğuna göre, ilgililerin birbirlerine karşı rücu hakları olup olmadığını ve varsa kapsamını hakim takdir edecektir. Bu madde hükmü, her ne kadar birden çok kimsenin ortak kusuruyla zarar oluşturmalarını düzenlemiş ise de BK'nun 51. maddesindeki birden çok kişilerin değişik hukuksal nedenlerden sorumluluğundan da belirtilen kural geçerlidir. Öyleyse, çok tipli teselsülde de hakim, rücu kapsamını takdir durumundadır.Kusur, kapsam belirlemede etkin ise de hakkaniyet de onunla birlikte değerlendirilmesi gereken önemli ögelerdendir. Davalı, Anayasa'nın 72. maddesi gereği, hakkı olan askerlik görevi sırasında kusuru ile zarara yol açmıştır. Davalı hakkında açılan zimmete ilişkin ceza davasının zaman aşımından düşmesi nedeniyle bağlayıcı olmaması, er olarak hizmetin karşılığında ücret almaması, asıl işinin de kantin satıcılığı olmaması ve bu hizmetin anayasal bir görev niteliğinde olması karşısında tazminatın tamamından sorumlu tutulması hakkaniyet ögesinin kapsam belirlemede dikkate alınmamış olunması sonucunu doğurur.Şu durumda, hakkaniyet gereği katılarak belirlenen tazminattan belirli bir indirim yapılması gerekirken, istemin tümden kabul edilmesi doğru görülmemiş kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.SONUÇ : Temyiz olunan kararın yukarıda (2) sayılı bentte açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, (1) sayılı bentte açıklanan nedenlerle davalının diğer temyiz taleplerinin reddine ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 28/01/2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.