Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 10335 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 6168 - Esas Yıl 2013
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiDavacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı ... Gazete Dergi Basım Yay. San. ve Tic. A.Ş. vd. aleyhine 08/01/2007 gününde verilen dilekçe yayın yoluyla kişilik hakkına saldırı nedeniyle tazminat ile istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; verilen kararın dairece bozulması üzerine bozmaya uyularak davanın kısmen kabulüne dair verilen 20/12/2012 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalılar vekilleri tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. 1-Dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına, delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir. 2-Davalıların diğer temyiz itirazlarına gelince; Dava, yayın yoluyla kişilik hakkına saldırı nedeniyle uğranılan zararın tazmini istemine ilişkindir. Mahkemece verilen ilk kararın dairece bozulması üzerine bozmaya uyularak dava kısmen kabul edilmiş, kararı davalılar temyiz etmişlerdir. Davacı, davalı tarafça yapılan "müfettişler suçluyor ... koruyor" başlıklı yayınla kişilik hakkına saldırıldığından 50.000 TL manevi tazminat istemiş, bozma sonrası yerel mahkemece istemin 5.000 TL'lik kısmı kabul olunmuştur. Kişilik hakları hukuka aykırı olarak saldırıya uğrayan kimse manevi tazminat ödetilmesini isteyebilir. Yargıç, manevi tazminatın tutarını belirlerken, saldırı oluşturan eylem ve olayın özelliği yanında tarafların kusur oranını, sıfatını, işgal ettikleri makamı ve diğer sosyal ve ekonomik durumlarını da dikkate almalıdır. Tutarın belirlenmesinde her olaya göre değişebilecek özel durum ve koşulların bulunacağı da gözetilerek takdir hakkını etkileyecek nedenleri karar yerinde nesnel (objektif) olarak göstermelidir. Çünkü yasanın takdir hakkı verdiği durumlarda yargıcın, hukuk ve adalete uygun karar vereceği Medeni Yasa'nın 4. maddesinde belirtilmiştir. Takdir edilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir işlevi (fonksiyonu) olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi malvarlığı hukukuna ilişkin bir zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek tutar, var olan durumda elde edilmek istenilen doyum (tatmin) duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. Somut olayın gelişim biçimi, yayına konu eylem nedeniyle davacının yargılanmış olması ve yukarıda anılan ilkeler birlikte değerlendirildiğinde hüküm altına alınan manevi tazminat miktarı fazladır. Şu durumda yerel mahkemece davacı yararına daha alt düzeyde manevi tazminata hükmolunmak üzere kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda (2) nolu bentte gösterilen nedenlerle davalılar yararına BOZULMASINA, davalıların diğer temyiz itirazlarının yukarıda (1) nolu bentte gösterilen nedenlerle reddine ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 30/05/2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.