Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 10330 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 3819 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiDavacı ... vekili Avukat... tarafından, davalı ... aleyhine 13/04/2010 gününde verilen dilekçe ile basın yoluyla kişilik hakkına saldırı nedeniyle tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 05/07/2011 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dava, yayın yoluyla kişilik hakkına saldırı nedeniyle uğranılan zararın tazmini istemine ilişkindir. Mahkemece dava kısmen kabul edilmiş; kararı davalı temyiz etmiştir.Davacı, davalı belediye başkanının... adlı gazeteye verdiği beyanatla kişilik hakkına saldırıldığı, davalının beyanatı sırasında kendisi için "şizofren bu kadın, devlet hastanesinde bununla ilgili kayıtlar vardır" demek suretiyle hakaret ve iftirada bulunduğunu belirterek tazminat istemiştir.Davalı taraf, davacının iddia ettiği biçimde bir açıklamasının olmadığını, davanın zamanaşımına uğradığını savunmuştur.Yerel mahkeme, her ne kadar davalı yapılan röportajda davacıya "şizofreni hastası" demediğini savunmuşsa da, tekzip vb yayınlatmaması nedeniyle savunmaya itibar edilmediğini belirterek davayı kısmen kabul etmiştir.Dosyadaki belgelerden, dava konusu edilen sözler nedeniyle davalı ve bazı gazeteciler hakkında basın yoluyla hakaret suçundan ceza davası olduğu ve davanın şikayet sürelerine uyulmadığından düşürülmesine karar verildiği anlaşılmaktadır. Adı geçen ceza dava dosyası incelendiğinde, davalının orada da, davaya konu sözleri söylemediğini savunduğu ve bu sözleri söylediğine dair delil olmadığı görülmektedir. Bir kimsenin her söylemediği söz için tekzipte bulunması beklenemeyeceği ve yasal bir zorunluluk olmadığına göre, tekzip talebinde bulunmama hususunun tek başına davalı aleyhine değerlendirilemeyeceği de açıktır. Şu durumda, dava konusu sözlerin davalıca söylendiği usulünce davacı tarafından ispatlanamadığından davanın tümden reddi gerekirken kısmen kabulü usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda gösterilen nedenlerle davalı yararına BOZULMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 30/05/2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.