MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiDavacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı ... aleyhine 06/05/2008 gününde verilen dilekçe ile asıl ve karşılık davada manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; asıl davanın reddine, karşı davanın kısmen kabulüne dair verilen 29/12/2011 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı-karşı davalı vekili ve davalı-karşı davacı ... vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davalı-karşı davacı ...'ın tüm, davacı-karşı davalı ...'nın aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddolunmalıdır. 2-Davacı-karşı davalı ...'nın diğer temyiz itirazlarına gelince:Asıl dava, haksız şikayet nedeniyle kişilik haklarına saldırıdan kaynaklanan manevi tazminat istemine, karşı dava ise hakaret ve tehdit eyleminden kaynaklanan manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece; asıl davanın reddine, karşı davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm taraflarca temyiz edilmiştir.Kişilik hakları hukuka aykırı olarak saldırıya uğrayan kimse manevi tazminat ödetilmesini isteyebilir. Yargıç, manevi tazminatın tutarını belirlerken, saldırı oluşturan eylem ve olayın özelliği yanında tarafların kusur oranını, sıfatını, işgal ettikleri makamı ve diğer sosyal ve ekonomik durumlarını da dikkate almalıdır. Tutarın belirlenmesinde her olaya göre değişebilecek özel durum ve koşulların bulunacağı da gözetilerek takdir hakkını etkileyecek nedenleri karar yerinde nesnel (objektif) olarak göstermelidir. Çünkü yasanın takdir hakkı verdiği durumlarda yargıcın, hak ve nısfetle karar vereceği Medeni Yasa'nın 4. maddesinde belirtilmiştir. Takdir edilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir işlevi (fonksiyonu) olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi malvarlığı hukukuna ilişkin bir zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek tutar, var olan durumda elde edilmek istenilen doyum (tatmin) duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. Davaya konu olayın gelişim biçimi, tarihi ve yukarıdaki ilkeler gözetildiğinde davalı-karşı davacı ... yararına takdir edilen manevi tazminat tutarı fazladır. Daha alt düzeyde manevi tazminat takdir edilmek üzere karar bozulmalıdır.SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda (2) sayılı bentte gösterilen nedenle davacı-karşı davalı yararına BOZULMASINA; davalı-karşı davacının tüm, davacı-karşı davalının öteki temyiz itirazlarının ilk bentteki nedenlerle reddine ve temyiz eden davacı-karşı davalıdan peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 30/05/2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.