Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 10239 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 15933 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ : Foça Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ : 26/03/2013NUMARASI : 2010/270-2013/96Davacılar K.. A.. vdl vekili Avukat A. Y.. tarafından, davalı H.. K.. aleyhine 24/11/2010 gününde verilen dilekçe ile haksız fiil nedeniyle manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 26/03/2013 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir. 2-Diğer temyiz itirazına gelince; Dava, haksız fiil nedeniyle uğranılan manevi zararın ödetilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm; davalı tarafından temyiz edilmiştir. Davacılar, Foça İlçe Emniyet Müdürlüğünde görevli iken şikayet üzerine olay yerine intikal ettiklerini, alkollü olan davalıyı karakola davet etmelerine rağmen davalının direnerek saatlerce ağır küfür ve hakaretlerde bulunduğunu belirterek, kişilik haklarına saldırı nedeniyle manevi tazminat talebinde bulunmuşlardır. Davalı, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda; olay sırasında davalının alkolün de etkisiyle davacı polislere ağır küfürler ederek tehdit içeren cümleler sarf ettiği, yaptığı eylemler nedeniyle bir bütün olarak memura mukavemet suçundan ceza aldığını, davalının eylemlerinin davacıların kişilik haklarına saldırı niteliğinde bulunduğu belirtilerek, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Kişilik hakları hukuka aykırı olarak saldırıya uğrayan kimse manevi tazminat ödetilmesini isteyebilir. Yargıç, manevi tazminatın tutarını belirlerken, saldırı oluşturan eylem ve olayın özelliği yanında tarafların kusur oranını, sıfatını, işgal ettikleri makamı ve diğer sosyal ve ekonomik durumlarını da dikkate almalıdır. Tutarın belirlenmesinde her olaya göre değişebilecek özel durum ve koşulların bulunacağı da gözetilerek takdir hakkını etkileyecek nedenleri karar yerinde nesnel (objektif) olarak göstermelidir. Çünkü yasanın takdir hakkı verdiği durumlarda yargıcın, hukuk ve adalete uygun (hak ve nasfetle) karar vereceği Medeni Yasa'nın 4. maddesinde belirtilmiştir. Takdir edilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir işlevi (fonksiyonu) olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi malvarlığı hukukuna ilişkin bir zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek tutar, var olan durumda elde edilmek istenilen doyum (tatmin) duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. Davaya konu edilen olayın tarihi, gelişimi, davacıların sayısının fazla olması, davalının alkolün etkisi ile hakaret sözlerini sarf etmiş olması ve yukarıdaki ilkeler gözetildiğinde davacılar yararına takdir edilen manevi tazminat tutarları fazladır. Daha alt düzeyde manevi tazminat takdir edilmek üzere karar bozulmalıdır.SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda (2) no'lu bentte açıklanan nedenle BOZULMASINA, davalının diğer temyiz itirazlarının (1) no'lu bentte gösterilen nedenlerle reddine ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 19/06/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.