MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiDavacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı ... vdl. aleyhine 21/09/2006 gününde verilen dilekçe ile manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 10/04/2012 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalılardan ... ve....Gazetecilik San. ve Tic. Ltd. Şti. tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir. 2-Diğer temyiz itirazlarına gelince; a-Dava; basın yoluyla kişilik haklarına saldırıdan dolayı uğranılan manevi zararın ödetilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece istemin bir bölümü kabul edilmiş; karar, davalılar ... ve.... Gazetecilik San. ve Tic. Ltd. Şti. tarafından temyiz edilmiştir. Davacı, davalı ...'in diğer davalıların sahibi olduğu ....gazetesinin 16/12/2005 günlü sayısında yayınlanan ilanında, kişilik haklarına saldırıda bulunulmasından dolayı davalı ...'in tazminat ödemeye mahkum edilmesine, kararın diğer davalıların sahibi bulunduğu gazetede ilan edilmesine karar verilmesini istemiştir. Davalılar, davanın reddi gerektiğini savunmuşlardır.Mahkemece, dava konusu edilen ilan ile davacının kişilik haklarına saldırıda bulunulduğu kabul olunarak istemin bir bölümünün kabulü ile davalılardan müşterek ve müteselsilen tahsiline, kararın davalıların sahibi olduğu gazetede yayınlanmasına karar verilmiştir.6100 sayılı HMK'nın 26. maddesine göre Hâkim, tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır; ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. Duruma göre talep sonucundan daha azına karar verebilir.Şu durumda davacının, davalılar ... ve .... Gazetecilik San. ve Tic. Ltd. Şti.'ye yönelik tazminat istemi olmadığı halde istemden farklı bir karar verilmiş bulunması doğru olmamış, kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir. b-818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 49. maddesinde hakimin tazminatın ödenmesi yerine diğer bir yaptırıma veya ilave bir yaptırıma karar verebileceği gibi saldırıyı kınayan bir hüküm de kurabileceği öngörülmüştür. Türk Medeni Kanun’un 4. maddesinde ise yasanın takdir hakkı tanıdığı durumlarda hakimin somut olaydaki olguları gözeterek hak ve adalete göre karar vereceği belirtilmektedir. Buna göre, hakimin davaya konu olan uyuşmazlıkların çözümünde uygulanacak yaptırımları serbestçe takdir edebileceği ancak bu yaptırımın somut olay itibariyle hak ve adalete de uygun olması gerektiği anlaşılmaktadır.Davaya konu edilen olayda, mahkemece istenen tazminatın bir bölümünün hüküm altına alınması ile davalının hukuka aykırı eyleminin sabit olduğu belirlenmiş, böylece hem hukuka aykırılığın saptanmış olması ve hem de yararına tazminata hükmedilmekle davacının tatmin duygusu sağlanmış bulunmaktadır. Somut olayın özelliğine, haberin verildiği tarih üzerinden uzun bir sürenin geçmiş bulunmasına ve Borçlar Kanunu’nun 49/2. maddesindeki ölçüler de esas alındığında ayrıca yayına da karar verilmiş olması yerinde değildir. SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda (2/a-b) sayılı bentlerde gösterilen nedenlerle BOZULMASINA, davalıların öteki temyiz itirazlarının (1) sayılı bentteki nedenler ile reddine ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 29/05/2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.