Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 10199 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 9631 - Esas Yıl 2012





MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiDavacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalılar ... vd. aleyhine 21/07/2004 gününde verilen dilekçe ile trafik kazası nedeni ile yaralanmadan dolayı maddi ve manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 05/04/2011 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir. 2-Diğer temyiz itirazlarına gelince; a-Dava; trafik kazası nedeni ile yaralanmadan dolayı uğranılan maddi ve manevi zararın ödetilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece istemin bir bölümü kabul edilmiş; karar, davacı tarafından temyiz olunmuştur. Davacı, davalı ...'nın sürücüsü, davalı ...'nın maliki olduğu aracın neden olduğu trafik kazasında yaralanmasından dolayı uğradığı maddi ve manevi zararın ödetilmesi isteminde bulunmuştur. Davalılar, davanın reddi gerektiğini savunmuşlardır.Mahkemece, araç maliki ...'nın kusuru olmadığı gerekçesi ile ona yönelik istemin reddine, davalı ... yönünden ise kısmen kabulüne karar verilmiştir.2918 sayılı Karayolları Trafik Yasası'nın 85. maddesi gereğince bir motorlu aracın işletilmesinden doğan zarardan işleteni sorumludur. Aynı yasanın 3. ve 19. maddelerine göre trafik kaydı "işleteni" kesin olarak gösteren bir belge değil ise de, işletenin kim olduğunu belirleyen güçlü bir kanıt niteliğindedir. Ancak trafik kaydına rağmen işletenin üçüncü kişi olmasını engelleyen bir yasa hükmü yoktur. Davalı ..., dava konusu trafik kazasına neden olan aracın tescil maliki olup adı geçen davalının, işleten sıfatıyla sorumlu tutulması gerekirken, hakkındaki davanın kusuru olmadığı gerekçesi ile reddine karar verilmiş olması usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bozulması gerekmiştir.b-Davacı, dava dilekçesinde talep ettiği maddi ve manevi tazminat tutarlarının olay tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte ödetilmesini istemiştir. 6100 sayılı HMK 297/2. maddesi uyarınca “Hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir”. Şu durumda davacının faiz istemi hakkında mahkemece olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemiş olması da bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda (2/a-b) sayılı bentlerde gösterilen nedenlerle BOZULMASINA, davacının öteki temyiz itirazlarının ( 1 ) sayılı bentteki nedenler ile reddine ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 29/05/2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.