Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 1015 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 15828 - Esas Yıl 2015
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiDavacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı ... ve diğeri aleyhine 20/09/2011 gününde verilen dilekçe ile maddi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 28/03/2014 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili ile davalı ... tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dava, haksız eylem nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, davacı ve davalılardan ... tarafından temyiz edilmiştir.Davacı, tescil harici taşınmaza ileride satın alırım düşüncesiyle 441 adet zeytin ağacı diktiğini, davalının anılan yeri kiralayıp, ağaçlarını kestiğini belirterek, maddi tazminat talep etmiştir.Davalı, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.Mahkemece, alınan bilirkişi raporu doğrultusunda ağaçların odunsal değerine hükmedilmiştir.Dosya kapsamından, mahkemece yapılan keşif sonucu .. ve kadastro bilirkişisince düzenlenen raporlarda dava konusu yerin orman sayılmayan alan içerisinde kaldığının tespit edildiği, dava konusu yerin .. bozuk orman alanı kabul edilerek özel ağaçlandırma yapmak üzere davalı ...'a 49 yıllığına izin verildiği, .. 2011/200 esas, 2011/828 karar sayılı ilamıyla dava konusu yerin davalı ...'a kiralama işleminin hukuka aykırı olduğu kabul edilerek iptaline karar verildiği, hükmün kesinleşmediği anlaşılmıştır. ... 41. maddesinde deyimini bulan zarar, mal varlığında meydana gelen bir azalmayı yani eksilmeyi ifade eder. Bu eksilme, mal varlığının zarar verici eylemin işlenmesi sonucu içine düştüğü durum ile bu eylem olmasa idi mal varlığının bulunacak olduğu durum arasındaki farktan ibarettir. Nitekim tazminatın amacı da mal varlığındaki eksilmenin giderilmesi ve onun eski duruma getirilmesinin sağlanmasıdır. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 8.12.965 günlü ve Esas 4/219 ve Karar 448 sayılı ilamında da belirtildiği gibi meyveli ağaçların kesilmesinden veya bunların hayatiyetine son verilmesinden doğan zararın ne şekilde hesap edileceği konusunda .. bir hüküm bulunmamaktadır. Bu durumda hayatın olağan akışı içerisinde oluşan hukuk kurallarının olaya uygulanması suretiyle adalete uygun bir sonuca ulaşmak gerekir. Meyveli ağaçların yaşamına son verilmesinden doğan zararın, bunların kaim değerinin tespiti suretiyle takdiri gerektiği kökleşen Yargıtay içtihatlarıyla belli olmuştur. Bir ağacın kaim değerini bulmak için uygulanması gereken yöntem ise ağaçların bulunduğu yerin ağaçlı değeri ile ağaçsız değeri arasındaki farkın tespiti ile bu farkın o yerde bulunan ağaç sayısına bölünmesi suretiyle gerçeğe en yakın zararın belirlenmesidir.O halde mahkemece yapılacak iş hem uzman, hem de yerin sürüm değerini bilen kişilerden seçilecek bilirkişiler eliyle yukarıda belirtilen esaslar uyarınca zararın gerçek miktarının tespit ettirilmesidir. Bu esaslara aykırı olarak düzenlenen bilirkişi raporuna dayanılıp karar verilmiş olması doğru görülmemiş kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Temyiz edilen kararın, yukarıda gösterilen nedenlerle BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına ve davacı ile temyiz eden davalıdan peşin alınan harçların istekleri halinde geri verilmesine 27/01/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.