Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 10071 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 14390 - Esas Yıl 2013
MAHKEMESİ : Sakarya 1. Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ : 11/07/2013NUMARASI : 2013/112-2013/329Davacı C.. D.. vekili Avukat B. S.. tarafından, davalı S.. H.. aleyhine 07/03/2013 gününde verilen dilekçe ile manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın reddine dair verilen 11/07/2013 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.Dava, basın yoluyla kişilik haklarının ihlaline dayalı manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.Davacı, davalı tarafından yazılan, 14/08/2012 tarihli gazete nüshasında yayınlanan "Derde Sokma" başlıklı yazı ile kişilik haklarının ihlal edildiğini belirterek manevi zararının tazminini istemiştir.Davalı, yazıda hakaret içeren bir ifade olmadığını, davacının davranış biçiminin eleştirildiğini beyan ederek davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.Mahkemece, davalının hakaret suçundan mahkum olduğu, ancak tarafların daha önce de birbirleri hakkında yazılar yazdıkları, eldeki davaya konu yazıya davalının daha ağır ifadelerle cevap verdiği ve davalı tarafından açılan davada tazminat isteminin reddedildiği, hakaret eyleminin karşılıklı olduğu belirtilerek davanın reddine karar verilmiştir.Dosya kapsamından dava konusu yazı nedeniyle davacının şikayeti üzerine davalının basın yoluyla hakaret suçundan ceza mahkemesince mahkumiyetine karar verildiği ve kesinleştiği anlaşılmaktadır. Kural olarak, ceza mahkemesinin beraata ve kusur oranına ilişkin saptaması hukuk mahkemesini bağlayıcı değildir. Ancak, mahkumiyet halinde, hukuka aykırılığın varlığı noktasında ceza mahkemesi kararı, hukuk mahkemesini de bağlayıcıdır. (TBK'nun 74 m – BK'nun.53 m). Çünkü, suçun öğelerinden biri de hukuka aykırılıktır. Artık, hukuk yargılaması sırasında, haksız eylemin hukuka aykırılık öğesinin varlığı tartışılamaz. Mahkemenin, bu ilkeyi dışlar bir biçimde davanın reddine karar vermiş bulunması doğru görülmemiştir. Mahkemenin gerekçesi tazminat miktarının belirlenmesinde dikkate alınabilir. Şu durumda, davacı yararına uygun bir tazminata hükmedilmesi gerekirken istemin reddine karar verilmesi doğru görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ: Temyiz edilen kararın yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 18/06/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.