Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 10060 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 8578 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiDavacı ... vekili Avukat ....tarafından, davalılar .... ve diğeri aleyhine 27/10/2009 gününde verilen dilekçe ile tazminat istenmesi üzerine yapılan yargılama sonunda; Mahkemece açılan davanın kısmen kabulüne dair verilen 14/04/2015 günlü kararın Yargıtayda duruşmalı olarak incelenmesi davalı...... vekili tarafından, duruşmasız olarak incelenmesi de davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle, daha önceden belirlenen 18/10/2016 duruşma günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davalı şirket vekili Avukat ... ile karşı taraftan davacı vekili Avukat ... geldi. Açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve hazır bulunanların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra taraflara duruşmanın bittiği bildirildi. Dosyanın görüşülmesine geçildi. Tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dava, haksız fiilden kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, istemin kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, davacı vekili ve davalı.... vekili tarafından temyiz olunmuştur.Davacı vakıf, kendilerine ait okul binalarının komşu parselinde davalı tarafından inşaat amacıyla kazı çalışmalarına başlandığını, hafriyat ve kazı çalışmaları neticesinde okul binalarında çatlaklar ve zeminde kaymalar meydana geldiğini iddia ederek, binaların zemin etüdü ve güçlendirme çalışmaları, okulun tanıtımı için verilen reklam giderleri ile anasınıfı taşıma ve düzenleme giderlerinin davalıdan tazmini isteminde bulunmuştur.Davalılar, davacıya ait okullarda eğitim ve öğretimin devam ettiğini, iddia edilen maddi zarar kalemlerinin tamamen davacının kendi tasarrufu ile oluşan harcamalar olduğunu beyanla istemin reddi gerektiğini savunmuşlardır.Mahkemece, bilirkişi raporları esas alınarak istemin kısmen kabulüne karar verilmiştirDosyadaki bilgi ve belgelerden; mahkemenin 11/11/2014 tarihli oturumun ara kararında bilirkişiden davacı tarafın defter ve kayıtları üzerinde inceleme yetkisi de verilerek davalı eylemi nedeniyle yapıldığı iddia edilen bina taşıma ile reklam ve ilan giderlerinin dava konusu uyuşmazlıkla ilgili olup olmadığı veya ne kadarının ilgili olduğu konusunda rapor alınmasına karar verildiği anlaşılmaktadır. Mahkeme, bu ara karar doğrultusunda mali müşavir bilirkişi tarafından düzenlenen 30/03/2015 tarihli raporu hükme esas aldığını belirtmesine rağmen gerekçesine yazdığı harcama kalemleri bilirkişi raporu ile örtüşmemektedir. Bilirkişi taşıma giderlerini 12.496,93 TL olarak belirlemiş iken mahkeme bu rakamı reklam ve ilan gideri olarak yazmış, taşıma giderini de doğrudan davacı talebindeki gibi 205.184,00 TL olarak karara bağlamış bu şekliyle gerekçeli kararında çelişkiye düşmüştür. Kaldı ki; mali müşavir bilirkişi raporunda mahkeme ara kararına uymamıştır. Mahkeme, bilirkişiden davacı defter ve kayıtları incelenerek rapor düzenlenmesini istediği halde bilirkişi, davacı tarafından talebe esas giderlerlere ilişkin faturaların tamamının dosyaya sunulmuş olduğu, defterler üzerinde inceleme yapılmasının bir katkısı olmayacağı gerekçesiyle davacı defterleri üzerinde inceleme yapma ihtiyacı duyulmadığını belirterek sadece dosyadaki fatura bedellerini toplayarak reklam ve ilan giderlerini belirlemiş mahkeme de uyuşmazlığın mahiyetine uygun olmayan denetime elverişsiz bu raporu esas alarak belirtilen gider kalemlerine hükmetmiştir. Şu halde mahkemece; davacı tarafın ticari defter ve kayıtlarının celbi ile ticari defterlerinin açılış kapanış tasdiklerinin bulunup bulunmadığı, usulüne uygun tutulup tutulmadığı belirlendikten sonra reklam ve ilan giderleri tespit edilmek ve önceki yıllara ait yapılmış olan ilan ve reklam giderleri ile karşılaştırılarak giderlerin davalı eyleminden kaynaklı olup olmadığı incelenip araştırılarak dosya kapsamına uygun denetime elverişli bilirkişi raporu alınıp sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile yetersiz bilirkişi raporuna göre karar verilmesi usul ve yasaya uygun düşmediğinden hükmün bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda açıklanan nedenlerle taraflar yararına BOZULMASINA, tarafların diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına ve davacı vakıf yararına takdir olunan 1.350,00 TL duruşma avukatlık ücretinin davalılara, davalı şirket yararına takdir olunan 1.350,00 TL duruşma avukatlık ücretinin de davacıya yükletilmesine, davalı şirketten peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 18/10/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.