Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 10050 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 10480 - Esas Yıl 2012





MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı ... ve diğerleri vekili Avukat ... tarafından, davalı ... ve diğeri aleyhine 02/06/2008 gününde verilen dilekçe ile maddi ve manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 09/03/2012 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalı ... ve ... vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davalıların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir.2-Davalıların diğer temyiz itirazlarına gelince:Dava ölümlü trafik kazasına dayalı maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalılar tarafından temyiz edilmiştir.Davacılar, davalı sürücü ...’in kullandığı traktör römorkunda yolcu olarak bulunan desteklerinin meydana gelen trafik kazasında ölümünden dolayı uğradıkları maddi ve manevi zararın ödetilmesi isteminde bulunmuşlardır.Davalılar, davanın reddi gerektiğini savunmuşlardır.Mahkemece, olayda davacılar murisi ile davalı ... arasında hatır taşıması olduğu kabul edilerek bilirkişi raporunda belirlenen miktardan hatır taşıyıcısı davalı ... yönünden indirim yapılarak maddi ve manevi tazminata hükmedilmiştir.Dosya kapsamından; desteğin, davalı ...’in kullandığı traktöre ücret karşılığı binmediği, hatır için taşındığı anlaşılmaktadır. Hatır taşımacılığında yalnızca yolcunun yararının bulunduğu ve taşıyanın karşılıksız olarak onu taşıdığı gözetilerek Borçlar Yasası'nın 43. maddesi gereğince zararın bir bölümünün tazminat alacaklısı üzerinde bırakılması gerekir.Diğer taraftan dava konusu olayda, desteği hatır için taşıyan ... ile birlikte onun kullandığı araca çarpan diğer araç sürücüsü davalı ...'ın da kusurunun bulunduğu anlaşılmaktadır. Her ne kadar davalı ... hatır taşıyıcısı değilse de sabit olan zararın bir bölümü yukarıda belirtilen esas uyarınca davacılar üzerinde bırakılacağından bu indirimden onun da yararlanması gerekmektedir. Çünkü 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 51. maddesinin birinci fıkrasının gönderme yaptığı aynı kanunun 50.maddesinin birinci fıkrası hükmüne göre , hakim, müteselsilen sorumlu olanların birbiri aleyhine rücu hakları olup olmadığı takdir ve icabında bu rücunun şümulunun derecesini tayin ile mükelleftir. Kanun koyucu rücu ile teselsülün sonuçlarını hafifletmek istemiştir. Bundaki amaç birlikte sorumlular arasında denge kurmaktır. Ancak hakim bu dengeyi kurarken tazminat hukukunda geçerli olan genel kuralları gözetecektir. Bu kurallardan birisi de tazminatın en sonunda kendi kusuru ile sorumlu olana ançak kusuru oranında yükletilebilmesidir.Özetle, zarardan müteselsilen sorumlu olan ançak bunlardan biri hatır taşıyıcısı durumunda bulunan davalıların birbirleri aleyhine haiz oldukları rücu haklarının şümulünün derecesinin Borçlar Kanunu'nun 50. maddesinin birinci fıkrası uyarınca belirlenmesi gerekmektedir. Bunun için yapılacak iş, iki aşamada gerçekleştirilebilir. Önce davacıların hak kazanmış oldukları tazminat belirlenmeli sonra davalıların kusur oranlarına göre sorumlu oldukları miktar tespit edildikten sonra, hatır taşıyıcısı olmayan fakat müteselsil sorumlu bulunan davalının kendi kusur oranına göre tazminattan ne kadar sorumlu olacağı tespit edilmelidir. Tazminatın geri kalan kısmından hatır taşıyıcısı olan taraftan yukarıda açıklandığı gibi Borçlar Yasası'nın 43. maddesi gereğince hatır taşıması nedeniyle uygun bir bir miktar indirim yapılarak hatır taşıyıcısının sorumlu olacağı nihai miktar tayin edilmeli ve sonuçta hatır taşıyıcısı durumunda olmayan müteselsil sorumlu kendi kusuru oranına göre belirlenen miktar ve hatır taşıyıcısı durumunda olan müteselsil sorumlu ise kendi kusuruna isabet edenden hatır taşıması nedeniyle indirim yapıldıktan sonra geri kalan miktarla sorumlu olmak üzere tazminat alacaklısına karşı müteselsilen sorumlu olacak biçimde karar verilmelidir.Örnek verilecek olursa; trafik kazasında iki araç (B) ve (C) çarpışmış, üçünçü kişi (A) bir zarar görmüştür. (A)'nın zararı 100.000 TL'dir. (B) ve (C) %50 oranında kusurludurlar. (C) aynı zamanda hatır taşıyıcısıdır. Zarar 100.000 TL olarak belirlendiğine göre (B) bunun 50.000 TL'sinden (C) de geri kalan 50.000 TL'sinden sorumlu olacaktır. Ancak (C) aynı zamanda hatır taşıyıcısı olduğundan payına düşen 50.000 TL'den de bir indirim yapılacaktır. Bu indirim oranı da beşte bir olarak takdir edildiğinde sonuçta (C) 40.000 TL'den sorumlu olacaktır. Bu durumda hükmedilecek tazminatın toplamı 90.000 TL olacak ve iç ilişkilerinde bunun 50.000 TL'sinden (B) ve 40.000 TL'sinden (C) sorumlu olmak üzere (A)'ya karşı her ikisi 90.000 TL'den müteselsilen sorumlu tutulacaktır.Şu durumda, yukarıda açıklanan hususlar dikkate alınarak tazminatın kapsamı belirlenerek davalıların birbirleri aleyhine rücu hakları düzenlenmek gerekirken mahkemece bu yönlerin göz önünde bulundurulmaması doğru görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda (2) sayılı bentte gösterilen nedenlerle BOZULMASINA; davalıların öteki temyiz itirazlarının ise (1) sayılı bentte açıklanan nedenlerle reddine ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 28/05/2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.