Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 10012 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 7307 - Esas Yıl 2016





MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiDavacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı ... aleyhine 28/04/2006 gününde verilen dilekçe ile adli yardım talepli olarak maddi ve manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece adli yardım talebi kabul edilerek yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 04/11/2014 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili ve davalı tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. 1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davalının tüm, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir.2- Davacının diğer temyiz itirazlarına gelince;Dava, kasten yaralama nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; karar, davacı vekili ve davalı tarafından temyiz edilmiştir.Davacı vekili, müvekkilinin minübüs şoförü olarak çalıştığını, meydana gelen durak kavgasında yaralandığını, davalının döner bıçağı ile müvekkiline saldırması sonucunda müvekkilinin yaralandığını, sol kolunun kopma derecesine geldiğini, bundan dolayı hiçbir yerde çalışamadığını ileri sürerek uğradığı maddi ve manevi zararın ödetilmesini istemiştir.Davalı, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece; bilirkişi raporu benimsenerek istemin kısmen kabulüne karar verilmiştir.Dava konusu olay sebebiyle; davalı, davacıya karşı kasten yaralama suçunu işlediği gerekçesi ile yargılanmış ve hakkında, ... 13.Asliye Ceza Mahkemesinin 2013/69 esas, 2013/400 karar sayılı ilamı ile haksız tahrik indirimi uygulanarak cezalandırılması yoluna gidilmiş ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmiş anılan karar temyiz edilmeksizin kesinleşmiştir. Hükme esas alınan 22/07/2014 tarihli bilirkişi raporunda davacının maddi zararı belirlenirken ceza dosyasında uygulanan haksız tahrik indirimi göz önünde tutularak hesaplama yapılmış olup mahkemece bu rapor benimsenerek istem ıslah edilmiş şekliyle kabul edilmiştir. CMK’nın 231/5. maddesi uyarınca; “Hükmün açıklanmasının geri bırakılması, kurulan hükmün sanık hakkında bir hukukî sonuç doğurmamasını ifade eder.” Bu nedenle açıklanması geri bırakılan mahkûmiyet hükmünün, TBK’nın 74. maddesi anlamında hukuk hâkimi yönünden bağlayıcılığı yoktur. Dosyadaki tüm bilgi ve belgeler incelendiğinde; olay günü davalı ile dava dışı şahıslar arasında durak kavgası çıktığı, dava dışı şahsın elindeki döner bıçağı ile davalıya saldırdığı, bunun üzerine davalının da kendisine saldıran kişiyle kavga etmeye başladığı, orada bulunan davacının da olayı ayırmaya çalıştığı sırada davalının elindeki döner bıçağı ile davacıyı yaraladığı anlaşılmaktadır. Olayın oluşu ve gelişimi dikkate alındığında davacı olayda taraf olmayıp kavgayı ayırmaya çalışmaktadır. Davalıya yönelik herhangi bir eylemi bulunmamaktadır. Yukarıda anılan kanun hükmü gereği, açıklanması geri bırakılan mahkûmiyet hükmünün, hukuk hâkimi yönünden bağlayıcılığı da yoktur. Şu durumda, maddi tazminat hesaplanırken haksız tahrik indirimi yapılması doğru olmamış ve kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda belirtilen nedenlerle davacı yararına BOZULMASINA, davalının tüm, davacının ise diğer temyiz itirazlarının ilk bentte açıklanan nedenlerle reddine 13/10/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.