Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 856 - Karar Yıl 2017 / Esas No : 6231 - Esas Yıl 2016
MAHKEMESİ :Asliye Ceza MahkemesiHÜKÜM : Sanıkların mahkumiyetine dair Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunarak; Gereği görüşülüp düşünüldü; ... müdafiinin temyiz dilekçesinin içeriğine göre; sanık ... hakkında kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz isteminde bulunduğu belirlenerek yapılan incelemede; 1) ... hakkındaki hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde; Anayasa Mahkemesi'nin 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 08.10.2015 tarih ve 2014/140 esas 2015/85 karar sayılı kararı ile 5237 sayılı TCK'nin 53. maddesindeki bazı ibareler iptal edilmiş ise de, bu husus infaz aşamasında dikkate alınabileceğinden, bozma nedeni yapılmamıştır. Yapılan yargılamaya, toplanan ve karar yerinde açıklanan delillere, mahkemenin kovuşturma sonucunda oluşan inanç ve takdirine, gösterilen gerekçeye ve uygulamaya göre sanık müdafiinin temyiz itirazlarının reddiyle hükmün isteme uygun olarak ONANMASINA, 2) ... hakkındaki hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde; Yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine; ancak, a) İddianamede sanığın mağdura yönelik eyleminin teşebbüs aşamasında kaldığı belirtilerek sanık hakkında TCK'nin 35. maddesinin uygulanmasının talep edilmesi karşısında, sanığa TCK'nin 35. maddenin uygulanmaması ihtimaline binaen CMK'nin 226. maddesi uyarınca ek savunma hakkı tanınması gerektiği düşünülmeden yazılı şekilde hüküm kurulması, b) Tekerrüre esas mahkumiyet hükmü bulunan sanık hakkında, TCK'nin 58/3. maddesi gözetilerek TCK'nin 86/2. maddesindeki seçimlik cezalardan hapis cezası tercih edilmiş olmakla birlikte, bu cezanın TCK'nin 50/2. maddesi uyarınca yeniden adli para cezasına çevrilemeyeceğinin gözetilmemesi ve bu nedenle sonuç ceza adli para cezası olması nedeniyle tekerrür hükümlerinin uygulanamaması, c) 28/06/2014 tarihinde Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanun’un 81. maddesi ile 5275 sayılı Kanun’un 106/3. maddesinde; “Hükümlü, tebliğ olunan ödeme emri üzerine belli süre içinde adli para cezasını ödemezse, Cumhuriyet savcısının kararı ile ödenmeyen kısma karşılık gelen gün miktarı hapis cezasına çevrilerek, hükümlünün iki saat çalışması karşılığı bir gün olmak üzere kamuya yararlı bir işte çalıştırılmasına karar verilir. Günlük çalışma süresi, en az iki saat ve en fazla sekiz saat olacak şekilde denetimli serbestlik müdürlüğünce belirlenir. Hükümlünün hakkında hazırlanan programa ve denetimli serbestlik görevlilerinin bu kapsamdaki uyarı ve önerilerine uymaması hâlinde, çalıştığı günler hapis cezasından mahsup edilerek kalan kısmın tamamı açık ceza infaz kurumunda yerine getirilir.” şeklindeki düzenlemeye aykırı olarak, hükümde infaz yetkisini kısıtlayacak şekilde verilen adli para cezasının ödenmemesi durumunda hapse çevrileceğine karar verilememesi, Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, CMUK'un 326/son maddesine göre sanığın kazanılmış hakları saklı kalmak kaydıyla, hükmün bu sebeplerden 6723 sayılı Kanunun 33. maddesi ile değişik 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi ile yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi gereğince isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 06.02.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.