Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunarak, gereği görüşülüp düşünüldü:Yerinde görülmeyen sair itirazların reddine, ancak;1- Sanık hakkında tanzim edilen 02.07.2002 tarihli suç zabıt varakasında Antalya İli Kepezaltı Santral Mevkiinde bulunan 140 nolu bölmede yer alan orman vasfındaki yeri kapsayan 226 nolu parsel içinde yer alan 385 m2'lik alan içerisine 17 adet meyve ve zeytin ağaçlarını dikip, ayrıca buraya örme tuğla ev yapmak suretiyle devlet ormanına tecavüzde bulunduğu iddiasıyla açılan kamu davası üzerine, sanık savunmasında suça konu yeri 1980 yılında Bilal'den köy senedi ile satın aldığını, ev yaptığını, ağaç diktiğini orman olduğunu bilmediğini savunmuş, mahallinde uzman bilirkişiler marifetiyle yapılan 26.04.2003 tarihli keşif sonucu fen bilirkişiler tarafından düzenlenen 04.05.2003 tarihli krokili raporlarında orman muhafaza memurları tarafından gösterilen suça konu yerin O.S. taşları olan 2147 ve 2148 nolu taşlardan hareketle yanlarında getirmiş oldukları takeometrik aletle ölçüm yaptıklarını, krokide işaretlenmiş bahçe ile evin orman sınırları içinde kaldığını, bu alanın 252 m2 olduğunu belirtmişler, orman yüksek mühendisi olan bilirkişinin düzenlendiği 10.05.2003 tarihli raporunda da fen bilirkişilerin raporları teyit edilerek 30 m2 ev ve 322 m2'lik bahçenin toplamı olan 352 m2 kısmının 1976 yılında yapılan orman kadastrosuna göre devlet ormanı içerisinde kaldığını, suça konu yerin Duraliler Köyü 226 nolu parsel içerisinde bulunduğunu, bu köye ait düzenlenen 03.06.1976 tarih ve 1 nolu tutanakta da orman kadastrosunun yapılıp, 09.12.1977 tarihinde kesinleştiğini, dikenli tel hattının 1976 yılında yapılan orman kadastrosuna göre orman sınır hattı olmadığını, ayrıca suça konu parselin yer aldığı Antalya İli Duraliler Köyü 226 nolu parsel ile ilgili Antalya Kadastro Mahkemesi'nin 21.02.2002 tarih ve 2001/49 Esas, 2002/18 sayılı kararında da Duraliler Köyü 226 nolu parselin o dava dosyasına ekli haritada (A) harfi iie gösterilen 846.755 m21ik yerin orman olarak tapuya tesciline karar verildiği, bu kararın 11.04.2002 tarihinde kesinleştiği, suça konu ihtilaflı yerin belirtilen kısımlarının da orman ile kesinleşen bu saha içinde bulunduğu, dolayısıyla niza konusu yerin işbu dava dosyasındaki fenni bilirkişilerin krokili raporlarında gösterilen kısmın 1976 yılında yapılan orman kadastrosuna göre devlet ormanı içerisinde bulunduğu belirtilmiş, ayrıca Orman Genel Müdürlüğü müfettişleri tarafından düzenlenen inceleme raporunda dahi bu tespitleri doğrulamış, Antalya Valiliği 1. Bölge Tapu Sicil Müdürlüğü'nün 13.05.2005 tarih ve 1667 sayılı yazı ve tapu kayıtlarında bu hususun açıkça görüldüğü üzere sanığın meyve ağaçları diktiği bahçe ile evin devlet ormanı olduğunu ve tecavüzde bulunduğu sabit olduğu halde tüm dosya içerisindeki yazılı müşahhas delillere aykırı olarak yazılı şekilde hüküm tesisi,2- Sanık hakkında tutulan suç zaptına konu yerin orman sahasına giren ağaçları ile evin müsaderesine karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,Bozmayı gerektirmiş müdahil idare vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu sebepten dolayı istem gibi (BOZULMASINA), 19.10.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi.