Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunarak; gereği görüşülüp düşünüldü;Sanık hakkında 765 sayılı TCK'nın 456/4. maddesi gereğince ceza tayin edilirken, olayın ve fiilin özellikleri, suçun işleniş şekli, sanığın suç tarihinden önceki ve sonraki davranışları, ısrarlı suç işleme iradesi, kastın yoğunluğu gerekçe gösterildiği, cezanın paraya çevrilmesine yer olmadığına karar verilirken de, ceza tayin edilirken yukarıda belirtilen gerekçeler ile sanığın birden fazla aynı suçtan sabıkasının gerekçe gösterildiği, gösterilen gerekçenin Yargıtay 07.06.1976 gün 4/3 sayılı İBK ile CGK'nın yerleşmiş uygulamalarına, 647 sayılı Kanun'un 4. maddesinde belirtilen hükme uygun olduğu görülmekle tebliğnamenin karşı düşüncesine iştirak edilmemiştir.Yerinde görülmeyen sair itirazların reddine. Ancak;5252 sayılı Kanun'un 9/3. maddesine göre karşılaştırmalı uygulamanın denetime imkan verecek şekilde gösterilmesinin gerekmesine göre, önceki 765 sayılı TCK ve sonraki 5237 sayılı TCK'nın bütün hükümleri ile birlikte ayrı ayrı somut olaya uygulanıp ortaya çıkan sonuçların denetime imkan verecek şekilde hükmün gerekçesinde gösterilmesinden sonra hüküm kurulması gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi,Bozmayı gerektirmiş, sanık vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı istem gibi (BOZULMASINA), 14.05.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi.