MAHKEMESİ :Sulh Ceza MahkemesiHÜKÜM : Sanığın mahkumiyetine dair Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunarak; Gereği görüşülüp düşünüldü; Temyizin konusunun sanık hakkında taksirle yaralama suçu nedeniyle verilen mahkumiyet hükmü olduğu belirlenerek yapılan incelemede; O yer Cumhuriyet savcısının temyiz itirazlarının sanık hakkında yaralama suçu nedeniyle kurulan mahkumiyet hükmünün vasfına yönelik olması nedeniyle tebliğnamede yer alan kararın kesin nitelikli olması nedeniyle temyizin reddi görüşüne iştirak edilmemiştir. Taraf beyanları, tanık beyanı, doktor raporları ile tüm dosya kapsamı birlikte incelendiğinde, aralarında daha önceden alacak verecek meselesi nedeniyle husumet bulunduğu anlaşılan tarafların yolda karşılaştıkları ve çıkan tartışma neticesinde birbirlerini kasten basit şekilde yaraladıkları, sanığın olayda silahtan sayılan şemsiye kullandığının iddia edildiği olayda ilk haksız hareketin hangi taraftan geldiğinin kesin olarak tespitine çalışılıp, tespit edilememesi halinde ise sanık hakkında tahrik hükümlerinin uygulanması gerektiği gözetilip sanık hakkında kasten yaralama suçundan hüküm kurulması gerekirken, delillerin değerlendirilmesinde hataya düşülerek suçun yanlış vasıflandırılması suretiyle yazılı şekilde hüküm kurulması, Bozmayı gerektirmiş, sanığın ve o yer Cumhuriyet savcısının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 6723 sayılı Kanunun 33. maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi ile yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 24.01.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.