Bıçakla basit yaralama suçundan şüpheliler Durmuş ve Erol haklarında yapılan soruşturma evresi sonucunda; Ürgüp Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen 12.02.2007 tarihli ve 2006/241 soruşturma, 2007/70-26 sayılı iddianamenin 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 170. maddesi gereğince iadesine dair, (Ürgüp Asliye Ceza Mahkemesi)'nin 19.02.2007 tarihli ve 2007/26 sayılı kararına yönelik itirazın reddine ilişkin (Nevşehir Ağır Ceza Mahkemesi)'nin 01.03.2007 tarihli ve 2007/167 değişik iş sayılı kararına karşı Adalet Bakanlığı 27.04.2007 gün ve 22384 sayılı yazısı ile Kanun Yararına Bozma isteminde bulunduğundan, bu işe ait dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığımın 07.06.2007 gün ve KYB.2007/96771 sayılı ihbarnamesiyle Dairemize gönderilmekle incelendi.Mezkur İhbarname ile;Tüm dosya kapsamına göre; Yargıtay Dördüncü Ceza Dairesi'nin 08.02.2006 tarihli ve 2005/13135 esas, 2006/2163 sayılı ilamı ile Yargıtay Onbirinci Ceza Dairesi'nin 26.12.2005 tarihli ve 2005/9494-14352 sayılı ilamında da belirtildiği üzere, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 174. maddesi gereğince iddianamenin iade edilmesi için anılan maddedeki veya aynı Kanun'un 170. maddesindeki unsurları taşımaması gerektiği, mahkemece sanığın eyleminin basit yaralama olmayıp adam öldürmeye teşebbüs suçunu oluşturduğu, bu suçu yargılama yetkisinin Ağır Ceza Mahkemesine ait olduğu ve görevli mahkemeye hitaben düzenlenmeyen iddianamenin iadesine karar verilmiş ise de, görev konusunda iddianamede açık bir yanlışlık veya çelişki olması halinde iddianamenin iadesinin mümkün olduğu, Cumhuriyet Savcılığının hukuki nitelendirmesi ile mahkemenin hukuki nitelendirmesinin farklı olduğu durumlarda ise, iddianamenin kabulünden sonra kovuşturma evresinde görevsizlik kararı ile sorunun hallinin mümkün olduğu gözetilmeden itirazın kabulü yerine yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmediğinden bahisle, 5271 sayılı CMK'nın 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu ihbar olunduğu anlaşıldı.Gereği görüşülüp düşünüldü;5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun "iddianamenin iadesi" başlıklı 174. maddesinde; iddianamenin iadesi nedenlerini 1. fıkrada göstermiş, 2. fıkrada ise "suçun hukuki nitelendirilmesi sebebiyle iddianame iade edilemez." denilerek soruşturma evresinde suçun nitelendirilmesinin soruşturmayı yapan Cumhuriyet Savcısına ait olduğu vurgulanmak istenmiştir.Bu nedenle iddianamenin iade edilemeyeceği madde metninde belirtilmiş bulunmaktadır. Suçun nitelendirilmesinde farklı düşünüp mahkemenin, kendi nitelendirmesine göre suçun daha Ağır Yüksek Mahkemenin görevine gireceği durumda ise görevsizlik kararı vererek dosyayı görevli mahkemeye göndermesi gerekmektedir. Bu nedenle, Nevşehir Ağır Ceza Mahkemesi'nin iddianamenin iadesine dair karara karşı yapılan itirazın kabulü yerine reddine karar vermesinin yasaya aykırı olduğu anlaşılmakla;Açıklanan nedenlerle Adalet Bakanlığı'nın Kanun Yararına Bozma isteyen yazısına dayanan ihbarnamede ileri sürülen düşünce yerinde görüldüğünden Ürgüp Asliye Ceza Mahkemesi'nin 19.02.2007 tarihli ve 2007/26 sayılı iddianamenin iadesine ilişkin kararına yönelik itirazın reddine dair, Nevşehir Ağır Ceza Mahkemesi'nce verilip kesinleşen 01.03.2007 tarihli ve 2007/167 değişik iş sayılı kararının 5271 sayılı CMK'nın 309. maddesinin 4. fıkrasının (a) bendi uyarınca (BOZULMASINA), bozma doğrultusunda müteakip işlemlerin mahallinde yerine getirilmesi için dosyanın mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'na TEVDİİNE, 27.06.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi.