Tebliğname No : 3 - 2013/43690MAHKEMESİ : Osmaniye 1. Asliye Ceza MahkemesiTARİHİ : 28/12/2012NUMARASI : 2011/541 (E) ve 2012/714 (K) Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunarak; Gereği görüşülüp düşünüldü; Yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak; 1) Adli tıp kriterlerine göre yüzde sabit iz yönünden değerlendirmenin olaydan 6 ay sonra yapılması gerektiği, katılan hakkında Osmaniye Devlet hastanesince düzenlenen 01/04/2011 tarihli raporda yüzde sabit izden bahsedildiği halde, Adana Adli Tıp Şube Müdürlüğünce düzenlenen 07/11/2012 tarihli raporda yüzde sabit iz yönünden görüş bildirilmediği anlaşılmakla, katılanın tüm tıbbi tedavi evraklarıyla beraber en yakın Adli Tıp Kurumuna sevki sağlanarak yaralanmalarının yüzde sabit iz niteliğinde olup olmadığının tespiti ile sonucuna göre sanığın hukuki durumunun değerlendirilmesi gerektiği gözetilmeyerek eksik inceleme ve araştırma ile yazılı hüküm tesisi, 2) İlk haksız hareketin hangi taraftan geldiği hususunda taraflar arasında farklı beyanlar bulunduğu, Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun 22.10.2002 tarih ve 2002/4-238 Esas 367 sayılı Kararı uyarınca ve bu kararla uyumlu ceza dairelerinin yerleşmiş ve süreklilik gösteren kararlarında kabul edildiği üzere, ilk haksız hareketin kimden kaynaklandığı şüpheye yer bırakmayacak şekilde belirlenemediğinde şüpheli kalan bu halin sanık lehine 5237 sayılı TCK'nin 29. maddesinde düzenlenen haksız tahrik hükümlerinin uygulanmasını gerektirdiği halde bu hususun karar yerinde tartışılmaması, 3) Sanığın, katılanı yaşamı tehlikeye sokan ve kemik kırığı oluşturacak şekilde yaralama eyleminde, sanık hakkındaki temel cezanın aynı olayda iki nitelikli halin TCK 86/1 ve 87/3. maddelerinin birleşmesi nedeniyle alt sınırdan uzaklaşılarak tayin edilmesi gerekirken yazılı şekilde temel cezanın alt sınırdan belirlenmesi, 4) 5237 sayılı TCK’nin 53/3. maddesine göre TCK’nin 53/1-c maddesinde yer alan velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri ile ilgili hak yoksunluğunun sadece kendi altsoyu üzerinde şartla tahliye tarihine kadar uygulanabileceği gözetilmeden, yazılı şekilde tüm kişiler için velayet, vesayet ve kayyımlık yetkilerinin şartla tahliye tarihine kadar uygulanabileceğine karar verilmesi, Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi ile yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi uyarınca CMUK’un 326/son maddesince sanığın kazanılmış hakkı dikkate alınarak isteme kısmen uygun olarak BOZULMASINA, 10/02/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.