Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 40 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 26736 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : Asliye Ceza MahkemesiHÜKÜM : Sanıkların mahkumiyetine ve haklarında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunarak; Gereği görüşülüp düşünüldü; 1) Sanık ... hakkında mağdur ...'a yönelik yaralama suçundan kurulan hükmün temyizen incelenmesinde, Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının 5271 sayılı CMK'nin 231/12. maddesi uyarınca itiraza kabil kararlardan olması karşısında, kararın temyiz kabiliyeti bulunmadığından, temyizen incelenmeyen hükmün merciince incelenmek üzere itiraz merciine gönderilmesi için mahalli mahkemesine TEVDİİNE, 2) Sanıklar ... ve ... hakkında mağdur ...'i yaralama suçundan kurulan hükmün temyizen incelenmesinde, Sanık ... hakkında koşulları oluştuğu halde 5237 sayılı TCK'nin 58/6. maddesinin uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi aleyhe temyiz bulunmadığından bozma nedeni yapılmamıştır. Yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak; a) Sanık ...'a isnat edilen 5237 sayılı TCK'nin 87/1-a-son. maddesinde öngörülen cezanın alt sınırının 5 yıl hapis cezası olması nedeniyle, savunmasının yargılamayı yapan mahkemece alınması gerektiği halde talimat yoluyla alınması suretiyle 5271 sayılı CMK'nin 196/2. maddesine aykırı davranılması, b) Mağdur ...'in ...'nden alınan raporunda, duyularından ve organlarından birisinin işlevinin sürekli zayıflaması niteliğinde yaralanmasının bulunduğundan, silahla eylemini gerçekleştiren sanık hakkında 5237 sayılı TCK'nin 86/1. maddesi uygulaması ile belirlenecek temel cezaya TCK'nin 86/3-e, 87/1-a, 87/1-son. maddelerinin uygulanmasıyla verilecek hapis cezasının 5 yıl hapis cezasından az olamayacağının gözetilmeyerek yazılı şekilde eksik cezaya hükmolunması, c) Sanık ...'ın tek eylemi ile mağduru yaralaması sonucu duyularından ve organlarından birisinin işlevinin sürekli zayıflaması ve kemik kırığı sonuçlarının ikisi birlikte gerçekleştiğinden, sanık hakkında sadece en ağır cezayı gerektiren sonuçtan dolayı bir defa cezalandırılması gerektiği halde, 5237 sayılı TCK'nin 86/1. maddesinin uygulamasından sonra TCK'nin 86/3-e, 87/1-d ve 87/1-son. maddelerinin uygulanması ile yetinilmesi gerekirken, uygulama yeri bulunmayan TCK'nin 87/3. maddesi ile artırım yapılmak suretiyle fazla cezaya hükmolunması, d) Mağdur ...'in 08/01/2009 günlü kolluk ifadesinde, "sanık ... şişe ile ... ise sopayla kafama vurdu" şeklindeki anlatımına karşın, 24/06/2011 günlü duruşmada, "... kafama sopa ile vurdu" dediği ve son oturumda ise "önce ... değnekle vurdu, sonrada ... koltuk değneği ile vurdu" şeklindeki anlatımları karşısında, beyanları arasındaki çelişki giderildikten sonra, mağdur hakkında düzenlenen adli raporda "saçlı deride arka tepe kısımda kesi bulunduğu" belirtildiği de dikkate alınarak, sanık ... hakkında 5237 sayılı TCK'nin 86/3-e. maddesinin uygulanıp uygulanmayacağı da tartışılarak hüküm kurulması gerektiğinin gözetilmemesi, e) Oluşa ve dosya içeriğine göre, Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun 22/10/2002 tarih ve 2002/4-238, 2002/367 sayılı Kararı ve buna uyum gösteren özel ceza daireleri uygulamaları doğrultusunda ilk haksız hareketin hangi taraftan kaynaklandığının tesbit edilmeye çalışılarak sonucuna göre sanıklar hakkında 5237 sayılı TCK'nin 29. maddesinde düzenlenen tahrik hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağının tartışılmaması, f) Adli emanete alınan tüfek ve ekleri hakkında 5237 sayılı TCK'nin 54. maddesi gereğince zoralım kararı verilmemesi, Bozmayı gerektirmiş, sanıkların temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu sebeplerden CMUK'un 326. maddesine göre sanıkların kazanılmış hakları saklı kalmak kaydı ile, 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi ile yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi uyarınca isteme uygun olarak BOZULMASINA, 12/01/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.